Bilgi ve belge merkezi niteliğindeki Abdülmecid Efendi Kütüphanesi
Tüm dünyanın tarihinde yer alan bir imparatorluk. Yüzyıllarca üç kıtaya hükmetmiş bir medeniyet. Bu medeniyet içerisinde sultanlar, sadece yönetimle ilgilenmemiş; bunların yanında birçok zanaat ve sanatta isimlerini duyurmuşlardı. Osmanlı'nın son halifesi Abdülmecid Efendi de bunlardan bir tanesiydi. Abdülmecid'in kendi adını taşıyan kütüphanesi yerli ve yabancı kitap, süreli yayın ve görsel malzemenin dönemin tarihini çok yönlü ve açık bir biçimde yansıtması özelliği ile son dönem tarih ve saray araştırmaları için önemli bir bilgi ve belge merkezi niteliği taşıyor. Kütüphane adeta Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyet devrine geçişi gözler önüne seriyor.
Giriş Tarihi: 17.03.2019
17:05
Güncelleme Tarihi: 30.03.2019
11:38
CİLT SANATINA AİT EN ÖZEL ÖRNEKLER
Kütüphanede bulunan eserlerin birçoğu ciltleri açısından da önemlidir. Cilt malzemesi olarak deri, kumaş (atlas, kadife gibi), ahşap, mermer kullanılmış. Ciltlerin üzerleri altın yaldızlı Osmanlı Arması, tuğra, ay yıldız formu ve 19. yüzyıl motifleri ile süslü. Kütüphane koleksiyonunun önemli parçaları arasında Abdülmecid Efendi ve ailesine ait fotoğraflar ve çeşitli albümler de bulunuyor.
Bu fotoğraf ve albümler gerek geçmiş imparatorların güç ve görkemini yansıtması bakımından etkileyici, eski manzaraların keyfini yansıtması bakımından nostaljik, çeşitli kişi ve mekânların anlaşılmasına katkıları bakımından da tarihi belge özelliği taşıyor.
KÜTÜPHANE DE MÜZİĞE DAİR PARÇALAR DA BULUNUYOR
Abdülmecid Efendi'nin resim ve müziğe olan yakın ilgisi kütüphane koleksiyonuna da yansımış. Müzikle ilgili koleksiyonun hemen hemen tamamı Schuman, Haydn, Mozart, Beethoven gibi klasik batı müziğinin önemli bestekârlarının eserlerinden oluşuyor.
Resim sanatı ile ilgili kitapların arasında Preziosi'nin "Stamboul Souvenir D'Orient" isimli eseri ve Adolphe Thalasso'nun "L'Art Otoman; Les Peintres de Turquie" (Osmanlı Sanatı; Türkiye Ressamları) adlı eserin Abdülmecid Efendi'ye ithaf edilmiş olan bir numaralı nüshası dikkat çekiyor.
KÜTÜPHANEDE ATATÜRK’TEN İZLER DE YER ALIYOR
3 Mart 1924'te halifeliğin kaldırılması ve Halife Abdülmecid Efendi'nin ailesi ile birlikte yurt dışına gönderilmesinden sonra Dolmabahçe Sarayı'nda saltanat ve halifelik dönemi kapandı. 1 Temmuz 1927'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'na gelişiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Abdülmecid Efendi Kütüphanesi de Atatürk'ten ve Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda bulunduğu dönemden izler taşıyor.
ATATÜRK, ABDÜLMECİD’İN KÜTÜPHANESİNDEN FAYDALANDI
Kütüphanede "Ziraat-ı Fenni" "Türkiye Salnamesi" "Rubaiyat-ı Hayyam'dan Manzum Tercümeler" isimli Atatürk'e ithaf edilmiş kitapların yanı sıra, Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarına ait albüm ve fotoğraflar da bulunmakta. Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda bulunduğu dönemde Abdülmecid Efendi Kütüphanesi'nden faydalandığını, özellikle Türk Tarihi, Osmanlı Tarihi, Asya Tarihi, Rus Tarihi, Coğrafya ve seyahatnamelerle ilgili olan kitaplardan bazılarını Ankara'ya götürerek okuduktan sonra iade ettiğini arşiv belgelerinden öğrenmekteyiz.
Dolmabahçe Sarayı, 3 Mart 1924 akşamı, tarihinin belki de en büyük telaşını, koşuşturmasını ve heyecanını yaşamıştı. TBMM'nin o gün kabul ettiği 431 sayılı kanunla Osmanlı Hanedanı'nın bütün mensuplarının Türkiye sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, memleketten ayrılmaları için hanedanın erkek mensuplarına 24 saat, kadınlara ise 10 gün tanınmıştı.
Saraydaki koşuşturmanın sebebi bu kanundu. Ankara Hükümeti, İstanbul Valisi Haydar Bey'e gönderdiği telgraf emriyle Dolmabahçe Sarayı'nda kalan Halife Abdülmecid Efendi'nin hemen o gece sınır dışı edilmesi talimatını vermişti.