Gelenekten geleceğe: Gaziantep el sanatları
El sanatları bir coğrafyanın tarihini, kültür ve yaşam tarzını yansıtan en önemli eserlerdendir. Binlerce yıllık geçmişiyle çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Mezapotamya'nın kalbindeki Gaziantep, birçok el sanatları ile anılır. Bakırcılıktan sedefçiliğe kadar farklı türlerdeki bu eserler, sanatın zanaat ile buluştuğu, gelenekten geleceğe aktarılan kültürel varlıklardır.
Giriş Tarihi: 23.02.2023
15:56
Güncelleme Tarihi: 23.02.2023
18:09
BAKIRCILIK
◼ Bakırcılık, usta tarafından çırağına öğretilerek nesiller boyu idame ettirilen bir meslektir. Yapım şekli bakımından dört tekniği bulunur. Bunlar dövme, dökme, sıvama ve işleme şeklindedir.
◼ Dövme, bakır işleme teknikleri arasında ilk yapım tekniği olarak kullanılır. Özellikle Osmanlı zamanında tercih edilen bu teknik, genel olarak çekiçlemek suretiyle yapılır. İşçiliği çok zahmetli ve meşakkatlidir. Bu nedenle günümüzde özel sipariş üzerine yapılan üretimlerde uygulanır. Dövme tekniğinin en iyi ustaları Gazianteplidir.
◼ İşleme tekniği ise daha çok turistik ürünler için kullanılır. İnsan gücü ve emeğinin en fazla olduğu, günümüzdeki bakırcıların çoğunun kullandığı tekniktir. Daha çok bakırın estetik yönünü ortaya çıkaran bu teknikte ustalar kalem, çekiç ve mengene kullanır. İşlemelerde genellikle bitkisel motifler ve geometrik şekiller kullanılır.
↪ Bakır işleme ürünlerinden bazılarını sahan, tas, kazan, tarak kabı, cezve, seferiye tası, maşrapa şeklinde sıralayabiliriz.
Dünyada aydınlatılan ilk cadde
OSMANLI'DA BAKIRCILIK SANATI
◼ Bakır, maden devriyle beraber insanların hayatına girmiştir. Doğada bulunmasının kolay olması ve zahmetsizce şekil alması bakımından kullanımı yaygındır.
◼ Bakırcılığın tarihi kesin olarak bilinmez ancak insanlık tarihi kadar eski olduğu düşünülür. Türklerde bakır, geçmişte atların alınlıklarında, üzengilerinde, ok uçlarında, yay ve ok kuburlarında, kalkan ve kılıç kınlarında süsleme ögesi olarak kullanılmıştır. Yakın zamana kadar ise evimizin mutfaklarında araç gereç olarak yer almıştır.
◼ Bakırcılık, Selçuklular zamanında en parlak dönemini yaşamış, ardından Osmanlı döneminde de devam ettirmiştir.
Anadolu ve Balkanlarda birçok bakırcı ustası mevcuttu. Özellikle Antep ustaları, bakırcılık alanında söz sahibi isimlerdi. Osmanlı döneminde başta Antep olmak üzere Maraş, Mardin, Diyarbakır, Konya, Malatya, Elazığ, Kayseri, Amasya, Bursa ve İstanbul'da da atölyeler vardı.
SEDEF KAKMACILIK
◼ Sedef, çeşitli deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sert, beyaz ve gökkuşağı pırıltılı, fosforik özelliteki bir maddedir. Bu madde ile sedefçilik yapılır ve işleyen kişiye sedefkar adı verilir.
◼ Sedefkarlığın ilk örnekleri, MÖ 4000 yılında Sümerlilerin mezar taşlarında görülür. Doğu ülkelerinde yaygın olan sedefkarlık, Osmanlı Devleti zamanında zirveye ulaşır.
◼ Türk-İslam sanatının klasik örnekleri, sedef süsleme tekniği ile yapılır. Özellikle 15. yüzyıldan itibaren inşa edilen camiler, saraylar ve konakların kapı, pencere süslemelerinde ve aksesuarlarda sıkça görülür.
◼ Sedefkarlık sanatının Gaziantep'e gelmesi 1963 yıllarına uzanır. İlk sedef atölyesini açan kişinin Arif Demir isimli bir usta olduğu bilinir. Sedefkarlık konusunda en usta isimler özellikle Kalealtı ve Karşıyaka bölgelerinde bulunur.
◼ Ülkemizde sedef kakma üzerine tasarlanan ürünü satan dükkan ve atölyelerin çoğu Gaziantep'tedir. Bu atölyede çıkan ürünler genellikle turist amaçlıdır. Sedef işlemeciliği, ustaların mahareti ve ürünlerin yer aldığı dükkanları ile zaman içerisinde Gaziantep şehri ile anılmaya başlar.
Kültür mirasımız: tesbih
YEMENİCİLİK ◼ Yemeni, yörede ayağa giyilen bir çeşit ayakkabıya verilen isimdir. Üstü kırmızı, siyah gibi renklerdeki deriden oluşan, tabanı köseleden dikilen, topuksuz ve sağlık açısından uygun bir ayakkabıdır.
↪ Gaziantep'te yemenicilik mesleğine "köşgercilik", yemenicilere "köşger", yemeniyi üreten ustalara ise "köşger ustası" denir.
◼ Deriden ayakkabı yapımının ilk olarak nerede başladığı bilinmese de yazılı kaynaklarda yer alan verilere göre ilk ayakkabı Mezopotamya ve Anadolu'da yapılır. Yemeninin Gaziantep'e gelişi ise Suriye'nin Halep şehrinden gerçekleşir.
◼ Rivayete göre ilk yemenileri, Suriye'de yaşayan Yemeni kökenli "Yemen-i Ekber" adında bir usta diker. Başlarda Suriye'de yapılan meslek, sonraları Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin gibi şehirlerde günlük hayatta kullanılır. Yemenicilik, zamanla Gaziantep'te bir iş kapısı halini alır. Öyle ki 1920'li yıllarda Gaziantep'te 400'e yakın yemenici olduğu söylenir.