Arama
İçimizdeki çocuğun resme yansıması: Naif sanat
Saf ve yapmacıksız sanat anlamına gelen naif, genellikle eğitim görmeden kendi kendini yetiştirmiş sanatçılar tarafından üretildi. 19. yüzyılda ortaya çıkan naif sanat, 1950'lerde bir kavram olarak tartışılmaya başlandı. Göz alıcı renkleri ve çocuksu masumiyetin dışavurumuyla İkinci Dünya Savaşı sonrasının zor yıllarında özüne dönmek isteyen birey için bir kaçış yolu haline geldi. Ülkemizde de 1955'lerden itibaren yaygınlaşan bu sanat, günümüzde hala etkisini sürdürmekte... İçimizdeki çocuğa gülümseyen tablolarla birlikte naif sanatın detaylarını sizler için derledik.
📌Sözcük anlamında da anlaşıldığı üzere çocuksu betimlemeler resme hakim olduğu saf ve yapmacıksız bir sanattı. Naif sanatçıların eserlerinde yalın ve saf nitelikler taşıyan çocuksu bir duyarlık görülmekteydi.
📌Bu akımın temsilcileri "naif ressamlar" olarak adlandırıldı.
📌Genellikle az eğitim görmüş veya hiç görmemiş ressamlar tarafından üretilen naif sanatın kurgusu evrenseldi.
📌Zaman kurgusunda gece ve gündüz harici saptanabilecek herhangi bir belirti yoktu.
📌Konu seçiminde ise bilhassa yöresel unsurlar göze çarpar.
📌Doğa, köy yaşamı, kimi zaman şehir yaşamı, pazar yerleri, vahşi hayvanlar bu sanatın en çok kullanılan konuları arasındadır.
📌Doğa olduğu gibi değil naif ressamın zihninde tasavvur ettiği şekilde tuvale yansıtılır.
📌Naif sanatın en önemli unsurlarından biri de renkleriydi. Renkler çoğu zaman canlı şekilde oluşturuldu.
📌Verilmek istenen gerçek dışılık çoğu zaman renkler üzerinden sağlanmak istenmişti.
