Arama

İkinci Abdülhamid hangi filmleri izlemek istedi?

Ses yok, aksiyon yok, art arda birbirinden bağımsız olaylar… İnsanların bunu ilk gördükleri an salondan korkarak kaçışmaları… İki kardeş bir alet icat etti ve bir sektör ortaya çıktı. Sinema… İnsan hayatına girmesinden beş ay sonra Sultan İkinci Abdülhamid'in seyrine sunuldu. Ardından, Türklerin perdeye yansıtarak yaptıkları Karagöz oyununa arkadaş oldu. Osmanlı Dönemi sinemasını sizler için mercek altına aldık.

  • 8
  • 19
SİNEMAYA AİT NİZAMNÂME
SİNEMAYA AİT NİZAMNÂME

29 Mart 1903'te çıkarılan ve 26 maddeden oluşan bir nizamnameye göre; Osmanlı'da sinema gösterileri yapma hakkı 35 sene süreyle Müslim ya da gayrimüslim ayrımı yapmadan herkese tanınıyor, bu hakka sahip olanlar, anonim şirket kurabiliyordu. Ancak bu şirketin adı 'Osmanlı Sinematograf ve Lantern Majik ve Çeşitli Manzaralar Gösterme Şirketi' olacak ve Merkezi İstanbul'da bulunacaktı. Ayrıca hak sahipleri, sinema faaliyetlerini gerçekleştirmek için gerekli mühendis ve makinistlerden başka bütün personelini Osmanlı halkından seçeceklerdi. Yerli mühendis ve makinistler gereken şartları yerine getirmeleri durumunda istihdamda öncelikli olacaklardı.

  • 9
  • 19
SİNEMANIN KADINLARLA TANIŞMASI
SİNEMANIN KADINLARLA TANIŞMASI

İlk zamanlarda özel bir gösteri salonuna sahip olmayan ve kıraathane gibi erkeklere özel mekanlarda halka tanıtılan ve kısa sürede sevilen, hatta Ramazan gecelerinde Karagöz ve Meddah'a eşlik eder duruma gelen sinemanın kadınlarla tanışması ise bu yeni aygıtın konaklara girmesiyle oldu.

Bu dönemde İstanbul'un her tarafında elektrik tesisatı tam olmadığı için sinema gezgin bir durumdaydı. Sinemacı, gösterim aygıtıyla elektrik tesisatı olan mekânlara gider, dörder beşer dakikalık yedi sekiz filmden oluşan programlarla seyircileri eğlendirirdi. Ancak, sinemanın sürekli bir salona kavuşması için 1908 yılını beklemek gerekecekti.

  • 10
  • 19
ÜLKEMİZİN İLK SİNEMA SALONU
ÜLKEMİZİN İLK SİNEMA SALONU

Weinberg, 1908'de Türkiye'deki ilk sinema olan "Pathe Sineması"nı yaptırdı. Böylece İstanbul'da Tepebaşı'nda ilk yerleşik sinema salonunun açılmasıyla eğlence yerlerinde adeta bir sığıntı gibi yaşayan sinema, gerçek mekanına kavuşmuş ve giderek Türk toplumunun gelenekselleşmiş eğlence yapısındaki yerini de almış oldu. Sinemanın Türkiye'ye girişinden söz ederken aslında özellikle İstanbul'un Avrupa yakasına, o zamanki adıyla "Pera"ya-Beyoğlu semtine girişi kastedilir. Sinemanın halk tarafından sevilmesi, gösterilere talebin artması, bu buluşun İstanbul'da ve diğer büyük kentlerde de yayılmasına neden oldu.

İstanbul'da açılan Pathe Sineması'nın ardından Beyoğlu'nda "Palas", Taksim'de "Majik" sinemaları açılır.

  • 11
  • 19
TÜRK KARDEŞLERİN AÇTIĞI SİNEMA SALONU
TÜRK KARDEŞLERİN AÇTIĞI SİNEMA SALONU

İstanbul yakasında ise Sirkeci'de Kemal ve Şakir (Seden) kardeşler Fuat Uzkınay ile birlikte "Ali Efendi" ve Demirkapı'da "Kemal Bey" sinemalarını açarlar. 1914'te Murat ve Cevat Beyler tarafından İstanbul yakasında ilk film gösterisinin yapıldığı "Fevziye Kıraathanesi"nin yerinde "Milli Sinema" adıyla açılan sinema, Türkler tarafından işletilen ilk sürekli sinema salonu olarak tarihteki yerini alır. Daha sonra bunları "Elektra", "Elhamra" ve "Opera" sinemaları izler. İzmir'de de Kordonboyu'nda 1909'da ilk açılan Pathe Kardeşler ya da Kramer Sineması'nı izleyen diğer sinemalar ise "Asri Sinema", "Ankara Sineması", "Lale Sineması", "Milli Sinema", "Elhamra Sineması", "Tayyare" Sinemaları ile Güzelyalı ve Karşıyaka'daki sinemalar olmuştur.

Türkiye'de sinema denilince Weinberg, akla gelen tek uzman sinemacıydı. Bu tarihlerde Türkiye sinemayı keşfetmiş, aynı zamanda sinema da Türkiye'ye gelip geçen ve daima egzotik görüntüler peşinde olan yabancı operatörler, sinemacılar yoluyla Türkiye'yi keşfetmişti.

  • 12
  • 19
ÇEKİM İÇİN İKİNCİ ABDÜLHAMİD’İN İZNİ
ÇEKİM İÇİN İKİNCİ ABDÜLHAMİD’İN İZNİ

Weinberg, Türk Sineması'na yaptığı büyük katkılar nedeniyle tarihsel açıdan çok yönlü bir öncü olarak dikkatimizi çeker. Türkiye'de sinemanın öncülüğünü yapan Weinberg, Sarayda, paşa konaklarında ve en önemlisi, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ile İstanbul Sultanisi (İstanbul Erkek Lisesi) başta olmak üzere okullarda film oynatan, ilk sürekli sinema salonunu açan, film çeken, ilerde değineceğimiz Merkez Ordu Sinema Dairesi'nin ilk yöneticisi olan bir kişi olarak adeta bir mitos haline gelmişti.

Sigmund Weinberg, kendisi için vaha olan Osmanlı'yı filme almak için Sultan İkinci Abdülhamid'e 23 Ekim 1899 yılında bir izin talep dilekçesi yazar. Dilekçe ile beraber padişaha bir adet sinematograf kataloğu da gönderir. Dilekçede Weinberg, Osmanlı ordusunun modernliğini gösterecek şekilde, ordunun çeşitli sınıflarının sinema görüntülerini ücretsiz çekeceğini yazar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN