İstanbul'un yaşanmışlıklarında rolü olan beş motif
Şüphesiz ki desenlerin, motiflerin bir toplanma merkezi olsaydı, orası İstanbul olurdu. Öyle ki motiflerimize bakarak yüzyılları tayin etmek, onları yorumlayarak hangi ulusa ait olduğunu belirmek mümkün. Sizler için İstanbul'un yaşanmışlıklarında önemli rolü olan 5 motifimizi derledik.
Giriş Tarihi: 19.05.2019
14:14
Güncelleme Tarihi: 20.05.2019
12:32
Süsen, klasik Türk şiirinde özellikle sivri, uzun ve keskin görünümlü yeşil çanak yaprakları vesilesiyle dikkat çekmiştir.
Bu yönüyle divan şairleri, süsenle daha çok kılıç, tığ, hançer ve şemşir gibi keskin eşyayla ayrıca dil (zeban) ve asker gibi ögeler arasında ilgi kurmuşlardır.
Süsen, Kara Memi'nin imzasının da bulunduğu İÜ Kütüphanesi'ndeki Muhibbi Divanı'nda yarı stilize olarak halkar ve tezhiplerle birlikte kullanılmıştır. 16. yüzyıldan itibaren kitap sanatlarında yerini almaya başlamıştır. 17. yüzyıla ait Gaznevi Albümü'nde katı şeklinde, İÜK, T.9366'da bulunan Silsilename-i Osmaniye'de ise natüralist tarzda yer alır. 16. yüzyıldan itibaren çinilerde de kullanılmaya başlanan süsen motifini, Topkapı Sarayı Hünkar Sofası ahşap kapı üstlerindeki çiçek buketlerinde ve Üsküdar Yeni Cami mermer şadırvanı üzerinde görmek mümkündür.
Yer ve gök kubbenin işleyişini, hayatın akışını ve devinimini sağlayan çarkıfeleği çeviren ejderha, Türk şaman adetlerinin en önemli ögesidir. Ejderhanın elindeki değerli küre şeklindeki taş için "parlak moncuk" ya da "çintemani moncuk" diyen Orta Asya Türkleri, Osmanlı İmparatorluğu'na kadar Türk hükümdarlık sembolü olarak ejderha, küre ve çintemani motifini kullanmıştır. Savaşa giden ordunun elindeki tuğlara daha stilize bir şekilde çintemani işleme geleneği Osmanlıda'da devam etmiştir.
Çintemani motifi, dokumalarda (çatma, kumaş, kaftan, kavuk örtüsü), halı ve çini sanatında tezhibden daha geniş bir kullanım sahası bulmuştur.