'Kara Elmas'ın tarihi yolculuğu
Zonguldak'ta, Türkiye'nin ilk taş kömürü müzesi olma özelliği taşıyan "Maden Müzesi" 2016 yılında misafirlerini ağırlamaya başladı. Müzede, 1840'tan bu yana kömür üretiminde kullanılan kazma, baret, fener, maske, çizme ve haberleşme cihazları gibi araç gereçler ile kömürün oluşumuyla ilgili görsel ve yazılı materyaller yer alıyor. İşte, Maden Müzesi'nin kurulmasına vesile olan kömürün ülkemizdeki öyküsü…
Giriş Tarihi: 03.01.2019
18:28
Güncelleme Tarihi: 03.01.2019
18:48
18'inci asır sonlarında sanayi dallarının duyduğu ihtiyacı karşılamak amacıyla yurt içinde bulunmayan taşkömürünün ithali yoluna gidilmişti. Özellikle donanma, devrin teknolojik gelişmesine ayak uydurmaya çalışırken; Tophane, Darphane ve Tersanede taşkömürünün talebini arttırmış, hazinenin ödemelerde çektiği zorluklar yanında ithalin gerektirdiği mali külfetler hızla yükselmiş, nihayetinde karşılanamaz olmuştu.
KÖMÜR BULANA DEVLETTEN ÖDÜL
Bu durum karşısında "Tersane Ümaresi" tarafından ihtiyacın yurtiçinde yapılacak araştırmalar sonucu bulunacak kömür kaynakları ile giderilebileceği düşünülmüş ve faaliyete geçilmişti. Devletin bütün kademelerine konu ile ilgili yazı ve taşk kömürü örnekleri gönderilmek suretiyle bu gibi taşlardan buldukları takdirde ihsan-ı şahaneye mazhar olacakları bildirilmişti.
8 Kasım 1829 günü Bahriye erlerinden Uzun Mehmet tarafından Karadeniz Ereğlisi Köseağzı Değirmeni Viran Deresi boyunda taş kömürü mostrasının bulunması sonucunda devrin Padişahı İkinci Mahmut tarafından 5 bin kuruş mükafat ve 600 kuruş aylık ile ödüllendirildi. Bu keşif bu günkü kömür işletmeciliğinin temelini oluşturuyor.
1848 YILINDA KÖMÜR ÜRETİMİ BAŞLADI
Zonguldak Kömür havzasında maden kömürü üretimine 1848 yılında başlandı.
KÖMÜR İÇİN DEMİRYOLU ÇALIŞMASI YAPILDI
Üretimle birlikte havza donanmanın ihtiyacını karşılamak ve "Hazine-i Hassa" tarafından yönetilmek üzere 30 bin kuruş devlet vergisi mukabilinde Yahudi Galatalı sarrafların kurduğu kömür kampanyasına kiraya verilmişti. Havzaya John ve George Berkeley adlı İngiliz maden mühendisi kardeşlerin gelmesi sonucunda Kozlu ve Üzülmez Bölgesinde ilk kuyular açılarak sahilde demiryolu döşeme çalışmaları yapıldı.