Arama

Karantina günleri için 1 tavsiye listesi

Sağlık Bakanlığı tarafından "Hayat Eve Sığar" sloganıyla hayata geçirilen "Evde Kal" çağrısı ile insanlar kişisel karantinalarını oluşturdu. Bu sayede hem kendilerini hem de çevresini güvence altına aldı. Sizler için, Fikriyat.com olarak, karantina günlerinde "1 tavsiye" listesi hazırladık. Siz "evde kalın" çünkü hayat eve de Fikriyat'a da sığar!

  • 5
  • 12
Bir etkinlik: Kur’an, meal ve aşr-ı şerif dinleyin
Bir etkinlik: Kur’an, meal ve aşr-ı şerif dinleyin

Koronavirüs nedeniyle evde kaldığımız bu günlerde manevi huzurunuzu sağlamak için gün içinde Kur'an dinleyebilir, öğrenebilirsiniz. Fikriyat.com'un Kur'an uygulamasından cüzlere, meallere ve dini podcastlere ulaşabilirsiniz. Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulaması nasıl kullanılır?

  • 6
  • 12
Bir podcast: Enderun Sohbetleri
Bir podcast: Enderun Sohbetleri

Fikriyat.com'da yer alan Kur'an okumaları ve İslam'dan edebiyata kadar uzanan podcastlerimiz ile evinizde daha verimli bir zaman dilimi geçirebilirsiniz.

Her salı 21:00'de Vav Radyo'da, Fikriyat'ın kıymetli yazarlarından Prof. Dr. İsmail Güleç ve eğitimci - yazar İhsan Ayal'ın sunduğu "Enderun Sohbetleri" programının podcast kayıtlarını buradan dinleyebilirsiniz.

  • 7
  • 12
Bir hikâye: Susuz adamın hali
Bir hikâye: Susuz adamın hali

Bir dere kenarında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstüne de susuz bir adam çıkmıştı. Suya yetişmesine, duvar mani oluyordu. Susuz adam da su için, sudan çıkmış balık gibi çırpınıp duruyordu.

Ansızın suya bir kerpiç parçası attı. Kerpicin suya düşmesiyle suyun çıkardığı ses, kulağına çok tatlı ve hoş geldi. Suyun sesi, adamın kulağına bir sevgili sesi gibi tatlı geldi, adamı mest etti. Mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun sesini duyabilmek için kerpiçler kopararak suya atmaya devam etti. Sudan da ses geldi: "Ey insanoğlu! Böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?"

Susamış adam cevap verdi: "Ey su! Bu işin bana iki faydası var. Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçmem. Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır. Suyun sesi, susuzun kulağına rebab sesi gibi pek tatlı gelir. Suyun sesi İsrafil'in sesine benziyor. Ölü bile bu sesten dirilmektedir. O ses, yoksula zekât vermek için çağrış sesi ya da mahpusa hapisten kurtuluş müjdesidir.

Yahut o ses, Hz. Muhammed'in (sav) ağız ve burun vasıtası olmaksızın Yemen'den gelen Rahman'ın nefesine benziyor. Yahut da o ses, zayıf Yakub'un ruhuna ulaşan, güzel ve latif Yusuf'un kokusu gibidir.

Kerpiçleri atmamın ikinci faydası da şudur: Kopardığım her taş, her kerpiç duvarı biraz daha alçaltıp, beni suya yaklaştırıyor. Duvarın alçalması bir yakınlık; onun ortadan kalkması ise kavuşmak, buluşmak olacaktır."

Su: Allah'ı
Susuz kalan adam: İnsan
Duvar: Bu âleme ait varlık, benlik

İnsanın varlığı Allah'ın kudreti karşısında zayıf kalır. Bu karşı insanın suya hasret olması gibi, yüce Rabbine karşı özlem duyar. Namaz kılarken secde etmek de "Secde et de yaklaş." ayetinde olduğu gibi duvardan kerpiç koparmaya benzer. Hakk'a manen yaklaşmayı sağlar. Varlık duvarı, yüksek bulundukça baş eğmeye, secde etmeye engel olur.

Bu toprak bedenden kurtulmadıkça, eğilip ab-ı hayata (ölümsüzlük suyuna) kavuşma imkânı yoktur. Bu varlık duvarı üstünde bulunanlardan kim daha fazla susamışsa, duvarın taşını, kerpicini o daha fazla koparıp atar. Suyun sesine âşık olan kişi de ona engel olan varlık duvarından daha fazla parçalar koparır.

Mesnevi'de yer alan hikayeleri okumak için tıklayın.

  • 8
  • 12
Bir şarkı: Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç/ Münir Nurettin Selçuk
Bir şarkı: Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç/ Münir Nurettin Selçuk

Yahya Kemal'in Rindlerin Ölümü adlı şiirinden Münir Nureddin Selçuk'un bestelediği şarkı, bütün zamanların dillerde en çok dolaşan şarkılarından biri oldu. Yediden yetmişe sadece İstanbulluların değil, bütün Türkiye'nin sevdiği şarkıların başlarında yer aldı.

Münir Nurettin Selçuk'tan Dönülmez Akşamın Ufkundayız Vakit Çok Geç şarkısını dinlemek için tıklayın

  • 9
  • 12
Bir ders: Osmanlıca nasıl okunur?
Bir ders: Osmanlıca nasıl okunur?

Osmanlıca denilen tarihi edebiyat dilimizde, yazı olarak Araplardan alınan fakat daha sonradan geliştirilen harfler kullanıldı. Temeli 28 harfli Arap alfabesi, zamanla Türkler tarafından geliştirilerek Osmanlı alfabesini oluşturdu. Bu alfabeye, Farsçaya mahsus pe (ﭖ), çe (ﭺ) ve je (ﮊ) harflerinin yanında ğ'nin ince sesli kelimelerle gösterilmesi için kâf-ı fârisî (ﮒ) harfi ve Türkçeye mahsus olan nazal ñ (kâf-ı nûnî) için (ڭ) harfi, lam ve elifin birleşmesinden oluşan (ﻻ) lamelif harfi ilave edilererek geliştirildi. Zaman içerisinde ünlülerin gösterilmesi, eklerin yazılması gibi hususlarda Arap imlasından farklı uygulamalar geliştirdi. Osmanlıca ile şu temel kuralları unutmayalım:

Eski yazı olarak da adlandırılan Osmanlıca, sağdan sola yazılır.
Harfler, birkaç harf dışında, birbirine bitiştirilir.
Harflerin temel şekilleri dışında başta, ortada ve sonda yazılışları ayrıdır.
Arapça ve Farsçadan alınan kelimeler orijinal imlasına göre yazılır.
Her ünlü için ayrı bir harf yoktur.
Türkçede bulunmayan ünsüzleri gösteren harfler vardır. Bu harfler Türkçedeki benzerleri gibi okunur.

Arap alfabesi 28 harflidir fakat Türkçeye mahsus harflerle Osmanlıcada kullanılan harf sayısı 36'ya yükselir.

Fikriyat'ın Osmanlıca derslerine buradan ulaşabilirsiniz.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN