Kubbetü’l İslam şehirleri
Kubbetü'l İslam, dünyada sadece üç şehre verilen bir unvandır. Bitlis sınırları içinde bulunan Ahlat, Afganistan'ın Belh şehri ve Özbekistan'ın incisi Buhara, Büyük Selçuklular devrinde bu tabirle adlandırılmış; bu şehirler dönemin ilim, din, kültür ve sanat kültür merkezleri olarak ön plana çıkmışlardı.
Giriş Tarihi: 04.10.2020
17:18
Güncelleme Tarihi: 05.10.2020
17:00
Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinin tarihi MÖ 300'lü yıllara kadar uzanır. Belh'in hangi tarihte İslam hâkimiyetine girdiği kesin değilse de Hz. Osman döneminde buraya bir sefer düzenlendiği ve ardından Belh şehrinden vergi alındığı bilinir.
Belh ve çevresinin tam anlamıyla İslam egemenliğine alınması ise Muaviye dönemine rastlar.
Geçmişten günümüze İslam dünyasının kadim şehirleri
ASKERİ AMAÇLARLA YENİDEN İMAR EDİLDİ
700'lü yıllarda Horasan'ın başkenti Merv'in yerine Belh'in merkez yapılması, şehrin gelişmesini sağladı. Askeri anlamda yeniden imar edilen şehirde, bu amaçla yapılan Hinduvan Kalesi'ne 10 bin kişilik bir kuvvet yerleştirildi.
İlerleyen yıllarda Belh şehri Gaznelilerle Selçuklular arasında bir mücadele alanı haline geldi. Dandanakan Savaşı sonunda geçici bir süre Selçukluların elinde kalan şehir, 1043'te tamamen Selçuklu egemenliğine girdi.
Alparslan Belh şehrini Kuzey Afganistan'ın zaptı için bir hareket üssü haline getirdi. Şehir, 1221'de Cengiz Han'ın yönettiği bir ordu tarafından yerle bir edilip halkı kılıçtan geçirildi ve yaklaşık 100 yıl harabe halinde kaldı. İbn Battûta 13. yüzyıl başlarındaki harabe halini seyahatnamesinde kaleme almıştı.
Cengiz Han'ın ölümünden sonra Belh, Çağatay Hanlığı emirlerinin payına düştü ve Timurlular dönemine kadar onların yönetiminde kaldı; bu dönem Belh'in en parlak devirlerinden biri oldu.
ŞAH İSMAİL’İN YENİLGİSİ İLE ŞEHİR ÖZBEKLERE GEÇTİ
Belh, 1506'da Özbeklerden Şeybânî Han, üç yıl sonra da Safevî Hükümdarı Şah İsmail tarafından zaptedildi. zaptetti. Şah İsmail'in Çaldıran'da Osmanlılara yenilmesi üzerine 1514'te tekrar Özbeklere geçti.
1751'de Afgan Şahı Ahmed Dürrânî Belh'i kendi egemenlik alanı içine aldı. 1826'da Buhara Emîri Özbek Han'ın işgaline uğrayan şehir, 1841'de Afganlılar tarafından tekrar ele geçirildi ve bundan böyle sürekli olarak onların elinde kaldı.
Buhara nerede? Buhara'nın Yedi Piri ile görkemli eserleri...
KÜLTÜR VE MEDENİYETİN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAMIŞTI
Belh'in İslam kültür ve medeniyet tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Pek çok âlimin yetişmiş; kâğıt ilk defa Belh'te imal edilmişti.
Burada hadis, tefsir, fıkıh, felsefe, tıp ve coğrafya alanında yetişen âlimler daha sonra Bağdat ve Şam başta olmak üzere çeşitli şehirlere dağılarak İslam kültür ve medeniyetinin gelişmesine katkıda bulunmuşlardı. Bundan dolayı şehir "Kubbetü'l-İslam" unvanının yanı sıra "Dârü'l-fıkh" adıyla anılmıştı.