Milli benliğimize sahip çıkan isimler
Kültür, bir milletin var oluşunun en somut göstergesi, dünden bugüne gelişinin otobiyografisidir. Kültürü var eden insan, kimi zaman onu çeşitlendirdi kimi zaman da başka yöne çevirdi. Bilhassa yakın tarihimizde geleneksel kültürümüze karşı yok etme çalışması yapıldı. Kültürümüzden sanatlarımıza birçok alan ihmal edildi, görmezden gelindi, başkalaştırıldı veya yok edilmeye çalışıldı. Bunun farkında olup geleneksel kültürümüze ve milli benliğimize sahip çıkan isimler de oldu. İşte, kültürümüzün müteşekkir olacağı o isimler…
Giriş Tarihi: 26.01.2019
14:23
Güncelleme Tarihi: 26.01.2019
15:49
1882'de doğan Celaleddin Ökten öğretmen olarak edebiyat, mantık ve felsefe dersleri verdi. Ancak onu asıl hafızalara kazıyan hizmeti ömrü boyunca uğruna mücadele ettiği ve nihayetinde açılmalarına öncülük ettiği İmam Hatip Okulları oldu. Gençliğin eğitim sisteminde yeterli dinî eğitim alamadığı yılların sonunda 1949'da İstanbul'da açılan imam hatip kursunda yöneticilik yapan Ökten yetersiz gördüğü bu kursların yerine dinî eğitimi ağırlıklı olarak veren ortaokulların açılması gerektiğini savunuyordu. Savunmakla kalmadı siyasetçi, bürokrat ve halk nezdinde ilgili makamlara sürekli başvurarak Türk gençliğini iyi bir dinî eğitim sağlayacak okulların açılması için büyük çabalar sarf etti. Nihayet bu çabalarının karşılığını İstanbul'da ilk imam hatip lisesinin kuruluşuyla aldı ve bu lisede kurucu müdür olarak görev yaptı. Ökten ve arkadaşlarının öncülük yaptığı bu hareket peşinden diğer liseleri getirdi.
"Tarihi yeniden kuran adam"
Mehmet Fuad Köprülü, ordinaryüs profesör tarihçi, dışişleri bakanlığı da yapmış siyasetçi. 4 Aralık 1890'da (21 Rebîülâhir 1308 - 22 Teşrînisâni 1306) İstanbul Sultanahmet'te Hâlid Ağa Konağı'nda dünyaya geldi. Doğum tarihinin 1888 veya 22 Kasım 1890 olarak gösterilmesi yanlıştır. Aile silsilesi onuncu kuşakta Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa'ya ulaşır. Babası İsmâil Fâiz Bey, Bükreş sefiri Ahmed Ziyâ Bey'in oğlu ve Tanzimat ricâlinden Beylikçi İsmâil Afif Bey'in torunudur. Annesi İslimiye ulemâsından Ârif Hikmet Efendi'nin kızı Hatice Hanım'dır. 28 Haziran 1966 yılında İstanbul'da vefat etti.
Fuad Köprülü, Türkiye'de modern ve Batı tarzı tarihçiliği yerleştiren adam olarak biliniyor. Ancak Köprülü örneğinde olduğu gibi bu gelenekten vazgeçmek anlamına gelmiyor hatta büyük ölçüde millî şuurla ilgili geleneğin yer edinmesi anlamına geliyor. Özellikle genç yaşında yayınladığı Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar kitabı ile hem modern tarihçiliğin kapısını açan hem de dünyanın ilgisini Türkoloji alanına çeken Köprülü, bu kitabıyla Türkiye'nin hem millî hem manevi köklerinde büyük öneme sahip olan ve halkın kültüründe bugünlere dek etkileri yaşayan bir damarı tarih disiplinine hediye ederek önemli bir misyonu gerçekleştirdi. Bu kitapla birlikte Ahmet Yesevilerin, Hacı Bektaşlar, Yunuslar ve Türkiye'yi İslam'la Türkleştiren diğer alperenler de tarihimizin resmî bir parçası hâline geldi. Din ve tasavvuf tarihi çalışmalarının dışında hukuk, ekonomi, folklor gibi toplum hayatının tüm alanlarında da kalem oynatarak bu açıları da dikkate alan bir tarih disiplini oluşturdu.
"Yasaklı yıllarda Kuran öğretimine adanan bir hayat"
Mehmet Öğütçü, İslâm âlimi ve tasavvufçu. Gönenli Mehmed Efendi olarak tanınmaktadır. Aslen Kırımlı bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak Gönen'de doğdu. Babası Osman Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. İlk öğrenimini ve hıfzını tamamladıktan sonra 1920'li yıllarda İstanbul'a gitti. Serezli Ahmed Şükrü Efendi'nin ders halkasına devam ederek 1925'te kıraat ilminden icâzet aldı. Bu arada Medresetü'l-irşâd'a kaydoldu. Medreselerin kapatılması üzerine (1924) yeni açılan İmam-Hatip Mektebi'nin son sınıfına kabul edildi; 1927 yılında bu okuldan mezun oldu. Soyadı kanunu çıktıktan sonra Öğütçü soyadını aldı. 2 Ocak 1991 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile halkta büyük bir yer edinmiş olan Kuran öğretimi de 24 yıl sürecek bir yasak dönemine giriyordu. 1930'larda büyük şehirlerden başlamak suretiyle ilkokul ders programından Kuran dersleri, ortaokul ve lise programından ise din ve Arapça dersleri kaldırıldı. 1948 yılına kadar süren bu yasak ancak ilk çok partili seçimlerden sonra din eğitimi ihtiyacının toplumsal bir talep olarak belirmesi ve "Artık ölümüzü yıkayacak adam bulamıyoruz" şikâyetlerinin artması üzerine yumuşayacak ve 1949'da ilk imam hatip lisesi açılacaktı. Ezanın Arapça aslının bile 18 yıl yasaklı olduğu bu dönemde Kuran ve din eğitimi şahısların özel çabalarıyla gizli kapaklı yapılıyordu. Halkın bu manevi geleneğini yaşatan bu zatların en fazla iz bırakanlarının başında ise Gönenli Mehmet Efendi geliyordu. 1954-82 arasında Sultan Ahmet Camii'nde vaizlik görevinde bulunan ve Kurra Reisi de olan Gönenli Hoca, yasak ve baskıların sürdüğü 1940'tan itibaren Kuran öğretimi ve hafızlık hizmetlerine başladı. 40 yıl boyunca birçok Kuran kursunun açılmasına öncülük etti ve bizzat emek vererek binlerce Kuran talebesi yetiştirdi.