O eserler ana yurduna döndü!
Yaklaşık bir asır önce Anadolu topraklarından kaçırılan binlerce yıllık tarihi eserler Türkiye'ye geri döndü. "Altın Taç" ile "Dağ Keçisi Figürü"nün ülkemize geri getirilmesiyle, peşine düşülen kültür mirası eserlerimizin sayısı 56'dan 55'e düştü. 2003-2007 yılları arasında ise yaklaşık 4 bin 314 eser Türkiye'ye geri getirildi. İşte o eserler ve ülkemize dönüş serüvenleri...
Giriş Tarihi: 30.01.2018
12:03
Güncelleme Tarihi: 30.01.2018
12:35
YABANCILAR DA GÖNDERİYOR
Türkiye'nin kararlı tutumu insanları da etkiliyor. Türkiye'nin eserlerine sahip çıktığını gören Avustralyalı bir kadın 2013 yılında vasiyetinde elindeki sikkelerin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi ve iade edilmesini istedi. Sikkeleri 1960'larda Türkiye'ye geldiğinde Denizli'den bir antikacıdan para ile satın almıştı. Ama sonrasında iade edildi. Bu tek örnek değil. Bir başka yabancı kadın yine Türkiye ziyaretinde bir amfora satın almış ve sonra iade etmişti.
E-BAY SATIŞINDAN TÜRKİYE'YE
Özellikle Truva, Semahöyük, Beycesultan, Afyon-Kusura, Aphrodisias gibi merkezlerde M.Ö. 3 bin yılına ait arkeolojik tabakalarda görülen Yortan tipli bir kabın www.e-bay.com isimli internet sitesinde satışa çıkarıldığı tespit edilmişti. Gelen bir ihbarın peşine düşen hafiye ekibi eserin ülkemize iadesi için Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile gerekli girişimleri başlattı. Görüşmeler sonucu eser satıştan çekildi ve sonrasında 2014'te Türkiye'ye iade edildi.
1830-1922 ARASINDA ANADOLU'NUN TARİHİ TALAN EDİLDİ
Anadolu'dan sistemli olarak tarihi eser kaçırılması 1830'larda başladı. Savaş gemileri tahsis edildi. Önce Avusturyalılar, sonraki dönemde Almanlar bu gemilerle kıyılarımızdaki eserleri ülkelerine götürdüler. Bu devasa talan 1922'ye kadar sürdü.
Bergama'dan Dikiliye'ye bazı günler 12, bazı günler 16 araba eser sevk edildi. Özel yapılmış, çelik zincirli, büyük tekerlekli araçlar, özellikle mermer eserleri taşımak için tasarlanmış. Sonra bu eserler savaş gemisine yüklenip Almanya'ya gönderildi. Osmanlı'daki yetkililerin bazılarının haberi olsa da o yıllarda "tarihi eser bilinci" ne yazık ki yok. Eserlerimizin birçoğu Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere ve Amerika'da bulunuyor.
100 YIL SONRA GELEN BOĞAZKÖY SFENKSİ
Boğazköy'de, 1906-1907 ve 1911-1912 yıllarında Müze-i Hümayun başkanlığında ve Alman heyet üyelerinin de katılımıyla yapılan kazılarda Hitit Kraliyet Arşivi'ne ait 10 bin 400 civarında tablet ve iki sfenks bulunmuştu. Yapılan anlaşmaya göre, 1915 ve 1917 tarihlerinde tabletler ve sfenksler, temizleme, onarım ve yayın çalışmaları için -iade edilmek üzere- Alman kazı ekibi üyeleri tarafından Berlin'e götürülmüştü. Fakat giden bütün eserler geri gelmedi. Özellikle Boğazköy Sfenksi'ni Almanya geri vermiyordu. Uzun yıllar mücadele verildi ve 2011 yılında Berlin'de gerçekleştirilen toplantılar sonucunda, sfenksin iadesi gerçekleşti.
BİR İHBARLA İKİ YAZMA ESER 15 YIL SONRA TÜRKİYE'YE DÖNDÜ
2000 yılında Konya'daki Yusufağa Kütüphanesi'nden pek çok el yazma eserin çalındığı tespit edildi. Daha sonra bunlardan iki tanesinin ABD'de özel bir koleksiyonda olduğu anlaşıldı. Bu ihbarı bir Türk vatandaşı yapmıştı. Bu iki eser 2015'te ABD'den geri alındı.
INTERPOL'E YAKALANDI
Kaçak kazıyla ortaya çıkarılan ve 1960'ta Türkiye'den kaçırılan Kanatlı Denizatı Broşu ABD'deki Metropolitan Müzesi'nden 1994 teslim alınmıştı. Uşak Müzesi'nden 2005'te tekrar çalınan eseri Türkiye Interpol'e bildirdi. Muhtemelen eseri elinde bulunduran kişi Kanatlı Denizatı Broşu Interpol'e kayıtlı olduğu için satamayacağını anladı ve 2013'te Almanya'daki dış temsilciliğimize ulaştırıldı.