Osmanlı'nın saray ressamı İvan Ayvazovski kimdir?
Osmanlı'nın üç padişahı; Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamid'in iltifatına mazhar olan Rus ressam İvan Ayvazovski'ye "saray ressamı" unvanı verildi. Kendisini en çok etkileyen şehir olan İstanbul ile ilgili onlarca eser ortaya koyan ressam, Yıldız Saray'ında sergi açtı. Sarayın davetlisi olarak birçok kez İstanbul'a gelen ressam ile ilgili bilinmesi gerekenleri ve tablolarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 23.02.2020
15:09
Güncelleme Tarihi: 24.02.2020
13:02
Sultan Abdülaziz tarafından nişan aldı
Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid zamanında davetli olarak İstanbul'a gelen ressam, sipariş üzerine çalıştı. Kazak Türkçesi ile konuşabilen ressam saray çevresinde oldukça takdir gördü.
1874 yılında Sultan Abdülaziz'in davetlisi olarak İstanbul'a gelen ressam, padişaha Rus büyükelçi tarafından takdim edildi. Burada İstanbul'un çeşitli tablolarını yaptı. Sultan Abdülaziz, ressama ikinci dereceden bir Nişan-ı Osmani verdi. Aynı yılın Ekim ayında Yıldız Sarayı'nda bir sergi açtı.
İstanbul'da özellikle gün batımı, gün doğumu ve yarı mehtaplı gece gibi mistik izlenimler, romantik eserlerine konu oluşturdu.
Hariciye Nazırı Keçecizâde Fuad Paşa ile yakın dostluk kuran ressam, Kefe'ye döndükten sonra Paşa'ya İstanbul'dan güzel hatıralarla ayrıldığını ve kendisine gösterilen samimi ilgiden memnuniyetini belirten mektup yazdı.
"Aziz Ekselans, Nazik mektubunuzu büyük bir memnuniyetle aldım. Beni son derece duygulandıran iyi hatıralar için samimi teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. İlk fırsatta size bir tablomu küçücük bir armağan olarak göndermekle mutlu olacağım. Yeğeniniz Sara Kâmil Hanımefendi'nin el işlemesinin güzel bir hatıra olarak hep gözümün önünde durduğunu lütfen kendilerine söyleyiniz.
Bu kış Feodosiya'ya gidiyoruz. Fakat şubat ayında bir ay için Petersburg'da kalmamız mümkün olabilir. Eşim, edindiği güzel izlenimler ve hatıralar için size teşekkürlerini bildirmemi istedi. En derin saygı ve sevgilerimi lütfen kabul buyurunuz efendim."
"Padişahın hayal gücü ve resim yeteneği başlı başına şairanedir"
Ayvazovski, 1858'de İstanbul'a olan seyahatini şöyle anlatır:
"1858 yılında, Fransa'dan Moskova'ya dönüş yolunda, İstanbul'da bulunduğum sırada, çok kibar ve eğitimli bir insan olan, İstanbul Baruthanesi'nde yönetici Sarkis Efendi'yi ziyaret etmiştim. Onda misafir olduğum ilk akşam astarlanmış ince bir kâğıda büyük olmayan bir tablo çizdim ve kendisine hediye ettim. Sarkis Efendi bu tabloyu Sultan Abdülmecid'e takdim ettiğinde, padişah da bunu resim sanatına meraklı ve yetenekli olan kardeşi Abdülaziz'e hediye etmişti. Abdülaziz'in daha ziyade insan figürlü resimlere merakı vardı… Bundan beş yıl önce (1873) Sarkis Efendi, Sultan Abdülaziz'in eşine hediye olarak İstanbul'da Güneşin Doğuşu adlı bir eserimi takdim ettiğinde, padişah daha ilk görüşte bu resmin bana ait olduğunu fark etmişti.
Bundan sonra, Sarkis Efendi örneğini saray mimarı Sarkis Bey takip etti. Hazırladığım bir tabloyu hediye olarak Sultan Abdülaziz'e sunduğunda, resmi çok beğenen padişahın birkaç tablomu daha almak istediği bana iletilmişti. Sarkis Bey'in Kırım'a telgraf çekerek bu hususu bana bildirmesi üzerine, padişah tarafından satın alınmış olan dört tabloyu da İstanbul'a gönderdim. Padişahın siparişi olan tabloların konuları da Sarkis Bey vasıtasıyla bana bildirilmişti. Sultanın yaptığı çizimlerin üzerine kırmızı mürekkeple 'Hios (Sakız) Adası Kayalığında Fırtına' ve 'Karlı Dağlar' yazdım. İfade etmem gerekir ki, padişahın hayal gücü ve resim yeteneği başlı başına şairanedir. Bu sıralarda Sultan Abdülaziz için yaklaşık 15 adet tablo yaptım.
Bir süre sonra İstanbul'dan Sultan'ın huzuruna çıkmak için resmî davetiye almıştım. İstanbul'a gidişe hazırlanırken birkaç tablo daha hazırladım; bunlardan birisi Dalgalar Üzerinde Parlak Gökkuşağıyla
Dinen Fırtına idi…"
Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen tabloları Küfe'de tamamladı.
Sultan II. Abdülhamid'in ressama gösterdiği iltifat
Sultan II. Abdülhamid zamanında 1880, 1886, 1888 ve 1890 senelerinde olmak üzere dört defa İstanbul'a gelen Ayvazovski, eserlerini teşhir etme fırsatı da buldu. Rus Sefareti'nde sergilediği 26 parçadan oluşan koleksiyonu ilgi gördü.
Sultan II. Abdülhamid'in de ihsan ve iltifatına mazhar olan ressam a birinci dereceden Mecîdî Nişan ı verildi. Abdülhamid'in Cuma selamlığında hazır bulunan ressama, Mabeyinci Emin Bey vasıtasıyla Sultan Abdülhamid'in selamı iletildi. Müteakiben salı günü, eşiyle birlikte Yıldız Sarayı'nda padişahın huzuruna kabul edildi. Kendisine burada murassa bir çekmece, eşine de mücevherler armağan edildi.