Osmanlı'nın saray ressamı İvan Ayvazovski kimdir?
Osmanlı'nın üç padişahı; Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamid'in iltifatına mazhar olan Rus ressam İvan Ayvazovski'ye "saray ressamı" unvanı verildi. Kendisini en çok etkileyen şehir olan İstanbul ile ilgili onlarca eser ortaya koyan ressam, Yıldız Saray'ında sergi açtı. Sarayın davetlisi olarak birçok kez İstanbul'a gelen ressam ile ilgili bilinmesi gerekenleri ve tablolarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 23.02.2020
15:09
Güncelleme Tarihi: 24.02.2020
13:02
Sultan Abdülmecit tarafından kabul gördü
İstanbul ile ilgili birçok tablolar yapsa da Rusya'ya dönerken bu tabloları beraberinde götürdü ve tablolarının bir kısmı Çarlık sarayının duvarlarına asıldı.
1845 yılında ilk defa geldiği İstanbul'da, Sultan Abdülmecit tarafından Beylerbeyi Sarayı'nda kabul edildi. 1845-1890 yılları arasında İstanbul'a toplamda dört defa geldi. 1874'te yaptığı ziyarette Mimarbaşı Sarkis Balyan'ın Kuruçeşme Adası'nda (Galatasaray Adası) misafir olarak kaldı.
Sultan Abdülhamid tarafından "saray ressamı” unvanı bahşedildi
Sultan Abdülaziz'in Dolmabahçe Sarayı için sipariş ettiği tabloları burada hazırladı. 1890 yılında, son ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid'e iki tablo hediye etti.
Şehzadeliğinden itibaren güzel sanatlarla ilgilenen Sultan Abdülmecid, kendisi de ressam olan Sultan Abdülaziz, sanat ve sanatkâr hamisi olan Sultan Abdülhamid kendisini himayelerine alarak kendisine "saray ressamı" unvanını bahşetti.
Türkiye'de 30 kadar eseri Dolmabahçe Sarayı, Sakıp Sabancı Müzesi, Deniz Müzesi, Askeri Müze, Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Kumkapı Ermeni Patrikhanesi'nin koleksiyonlarında bulunur.
Ressamın çok sayıdaki eserleri arasında özellikle İstanbul'a geldiği dönemlerde yaptığı manzara resimleri de önemli bir yer tutar.
Sultan Abdülaziz tarafından nişan aldı
Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid zamanında davetli olarak İstanbul'a gelen ressam, sipariş üzerine çalıştı. Kazak Türkçesi ile konuşabilen ressam saray çevresinde oldukça takdir gördü.
1874 yılında Sultan Abdülaziz'in davetlisi olarak İstanbul'a gelen ressam, padişaha Rus büyükelçi tarafından takdim edildi. Burada İstanbul'un çeşitli tablolarını yaptı. Sultan Abdülaziz, ressama ikinci dereceden bir Nişan-ı Osmani verdi. Aynı yılın Ekim ayında Yıldız Sarayı'nda bir sergi açtı.
İstanbul'da özellikle gün batımı, gün doğumu ve yarı mehtaplı gece gibi mistik izlenimler, romantik eserlerine konu oluşturdu.
Hariciye Nazırı Keçecizâde Fuad Paşa ile yakın dostluk kuran ressam, Kefe'ye döndükten sonra Paşa'ya İstanbul'dan güzel hatıralarla ayrıldığını ve kendisine gösterilen samimi ilgiden memnuniyetini belirten mektup yazdı.