Ramazan'ın vazgeçilmez sahur eğlencesi: Karagöz ve Hacivat
Karagöz ve Hacivat, Ramazan'ın vazgeçilmez eğlencelerinden biriydi. Osmanlı'da özellikle de Ramazan ayı yaza denk geldiğinde geceleri sahura kadar değerlendirilirdi. Karagöz ustaları on bir ayın sultanında özel, Kadir Gecesi'ne kadar geçen 28 gün için 28 oyun hazırlardı. Bu gölge oyunu yüzlerce yıl insanların gönlünde yer etti. Peki, Karagöz ve Hacivat gerçekten yaşadı mı?
Giriş Tarihi: 07.05.2020
15:48
Güncelleme Tarihi: 18.04.2021
14:17
Karagöz Anadolu dışında, Osmanlı Devleti'nin sınırları içerisindeki Cezayir, Tunus, Mısır, Romanya, Yugoslavya, Suriye, Lübnan ve Yunanistan'a da yayıldı. 1880'li yıllarda Direklerarası'ndaki büyük kahvehanelerde orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatları icra edilirdi.
KARAGÖZ VE HACİVAT’IN BÖLÜMLERİ
Hacivat: Yar bana bir eğlence, yar bir eğlence!
Hacivat: Yar bana bir eğlence diyorum, yar bir eğlence!
Karagöz: Kafanda patlasın düdüklü tencere!
Hacivat: Hayrola Karagözüm, bu ne acele? Sanki peşinden köpek kovalıyor.
Karagöz: Sus Hacivat! Köpek beni niye kovalasın? O ancak senin gibileri kovalar.
Karagöz ve Hacivat birbirinden bağımsız dört bölümden oluşur: Mukaddime, muhâvere, fasıl, bitiş. Karagözcüler kendi zevkine göre bu parçaları değiştirebilirdi. Mukaddimede önce Hacivat semâi ve perde gazeli okur, Karagöz'le aralarında geçen bir kısa konuşmadan sonra dövüşürler. Mukaddime bölümünde seyirci, oyuna hazırlanır. Fasıl, oyunun asıl bölümüdür. Oyunda yer alan tipler teker teker Karagöz'ün karşısına gelir ve ağız farklılığı, kültür farklılığı gibi nedenlerle ortaya komik konuşmalar çıkar.
Zaman zaman Hacivat da perdeye gelir ve olaylara karışır. İyice düğümlenen olaylar genellikle sarhoş tipinin ortaya çıkıp herkesi korkutması ve düğümü kendince çözmesiyle son bulur.
"Bitiş" bölümü karagöz oyunun en kısa bölümüdür ve perdede yalnızca karagöz ile Hacivat vardır. Yine de karşılıklı atışmalar başlar ve Karagöz Hacivat'a saldırır. Hacivat da "yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim hemen " sözlerini söyleyerek perdeyi terk eder.
KARAGÖZ VE HACİVAT’TA YER ALAN TİPLEMELER
Karagöz : Oyunun baş tiplemesi olan Karagöz, okumamış bir halk adamıdır. Hacivat'ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamayarak, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarır. Diğer taraftan yabancı dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacivat ile alay eder. Karagöz, her işe karışan, sokakta olmadığı zaman evinin penceresinden uzanarak işe dâhil olan, dobra tiptir. Patavatsızlığından dolayı ikide bir zor durumlarda kalsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz olan Karagöz, Hacivat'ın bulunduğu işlere girip çalışır.
Hacivat : Okumuşluğundan dolayı yabancı kelimeleri kullanan, nabza göre şerbet veren bir tiptir. Perdeye gelen hemen herkesi tanır. Onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz'ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar.
Çelebi : İstanbul ağzı ile kusursuz bir Türkçe konuşur. Bazı oyunlarda zengin bir bey bazı oyunlarda bir mirasyedi tiplemesi ile karşımıza çıkar. Nazik ve çıtkırıldım bir tiptir. Elinde şemsiye, çiçek demeti ya da baston olan değişik Çelebi tasvirleri vardır.
Zenne : Karagöz oyunundaki bütün kadınlara genel olarak "Zenne" denir. Salkım İnci, Şallı Natır, Nuridil, Dimyat Pirinci, Şeker Naz, Yedi Dağın Çiçeği, Cemalifer, Hürmüz Hanım, Dürdane Hanım, Şetaret, Arap Bacı, Dilber, Nazikter gibi isimlerle anılır.
Beberuhi : "Altı karış Beberuhi" lakabıyla anılır. Yaşı büyük aklı küçük bir tiptir.
Himmet : Kastamonulu Himmet olarak da geçer. Sırtında baltası vardır. Kaba saba bir tiptir.
Laz : Adına çok zaman Hayrettin Ağa derler. Sustuğu zaman heykel gibi duran, konuştuğu zaman makine gibi konuşan, karşısındakini dinlemeyen bir tiptir. Çoğu zaman kayıkçı veya esnaf bir tiptir.
Acem : Aslında Türk'tür. Mübalağacı, nispet verici bir kişiliğe sahiptir. Keten helvacısı olan Acem, Hayyam'dan, Hafızdan, Firdevsi'den Farsça beyitler okur.