Tarihte iz bırakan 20 mektup
İnsanların uzak mesafelerden özlemlerini gideremediği, kalplerindekini dile getiremediği zamanlar vardı. Gurbetin acısı, savaşın ortasında sevdanın en şiddetlisi, yakın dostların muhabbeti ya da bir siyasi liderin emaneti… Şairlerden yazarlara, ressamlardan askerlere, devlet başkanlarından sultanlara, ünlü isimlerin kaleme aldığı mektupları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 30.10.2018
13:01
Güncelleme Tarihi: 30.10.2018
13:25
Stefan Zweig’dan bütün dostlarına mektup
"Kendi isteğimle ve aklım başımda olarak hayatıma son vermezden önce son bir borcu yerine getirmek isteği yakamı bırakmıyor . Bana ve çalışmaları için böylesine güzel ve konuksever bir davranışla başımı dinlemek olanağını sağlamış eşsiz Brezilya'ya bütün içtenliğimle borçluluğumu belirtmek isterim.
Bu ülkeyi, her gün biraz daha fazla sever oldum. Konuştuğum dilin dünyasını yitirdikten ve düşünce dünyamın yurdu Avrupa, kendini yıkıp yaktıktan sonra, hayatımı temelinden yepyeni ve severek buradan daha başka bir yerde kuramazdım ."
Goethe’den Kontes Auguste Stolberg’e mektup
"Ad koymadığım aziz kişiye,
Değerlim
- sizi adlandırmak istemiyorum; dost, kardeş, sevgili, nişanlı, eş gibi adlar ya da bütün bu adların bileşimini içeren bir söz, yalın duygu yanında ne anlam taşır ki…
-daha fazla yazamayacağım, mektubunuz beni garip bir anımda yakaladı.
Elveda, hemen ilk anda!"
Nazım Hikmet’ten Kemal Tahir’e mektup
"Kemal kardeşim,
Ellerin dert görmesin, yazdığın romanların yalnız isimlerini okumak bile yüreğime ferahlık verdi. Mademki tetkikten geçmişler, neşirlerinde mahzur görülmemiş, bütün temennim hiç olmazsa bir tanesinin bir gazetede yayınlanması ve bu suretle hem bizim güzelim Türkçemizle yeryüzünün en namuslu halklarından biri olan Türk halkına dair ne mükemmel romanlar yazabileceğinin anlaşılması, genç romancılara bir ders kitabı vazifesi görmesi, hem de sana bir miktar dünyalık sağlamasıdır."
Tolstoy’dan Gandhi’ye mektup
"Yaşıyorum - özellikle şimdi ölüm yaklaşımını açıkça hissettiğimde - ne hissettiğimi ifade etmek için başka bir şeyden daha güçlü hissettiğimi hissediyorum ve bence bu konudaki son derece önemli bir şey, yani bizden vazgeçme dediğimiz şey; zorla tüm muhalefet, gerçekten basitçe, sofistike tarafından tersine çevrilmemiş sevgi yasasının doktrini anlamına gelir.
Aşk ya da başka bir deyişle, erkek ruhlarının birliğe doğru itilmesi ve bunlardan kaynaklanan birbirine itaatkâr davranışlar, her insanın kalbinin derinliklerinde bildiği ve hissettiği gibi, en yüksek ve gerçek hayat yasasını temsil eder.
Çocuklarda en açık bir şekilde görüyoruz ve dünya düşüncelerinin yalan ağına karışana kadar bilir… Herhangi bir güç kullanımı sevgiyle bağdaşmaz."
Enver Paşa’dan Naciye Sultan’a mektup
"Naciyeciğim, sevgili sultanım, cici efendiciğim!
Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor. Düşmandan bir hareket yok. Fakat henüz sabahtır…
İşte efendiciğim, hemen şu satırları yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine her gün sana topladığım buranın yabani çiçeklerinden maada, kaç gecedir altında yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı leffediyorum.
Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet-i maddiyemle aşk ve iştiyakımla sarılarak Hüda'nın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim ruhum efendiciğim.
Karaağaca çakımla ismini yazdım.
Enver'in…"