Türk edebiyatının diplomat yazarları
Diplomasi ve edebiyat yakın sahalar olmasa da bu alanda vazifelendirilen pek çok şair ve yazar var. Bürokratlık yapan Türk edebiyatının önemli yazarlarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 24.09.2018
18:37
Güncelleme Tarihi: 24.09.2018
18:42
Paris'te dış politika okuyan ve iyi derece Fransızcası olan Yahya Kemal 'in Urfa milletvekil liği döneminde Türkiye-Suriye Hudut Tashihi Komisyonu'nda Fransızlarla yaptığı görüşmeler sırasındaki başarısı sebebiyle Yahya Kemal, 1926'da Varşova elçiliğine tayin edilir. Beşir Ayvazoğlu, onun büyükelçilik görevini isteyerek mi, yoksa zoraki mi kabul ettiğini tespit etmenin mümkün olmadığını belirtiyor. "Belki de aykırı bir ses çıkarabilecek şahsiyetlerden biri olduğu için yurtdışında bulunması uygun görülmüştü."
Görevi boyunca Yahya Kemal'in Süleyman Nazif, Faruk Nafiz ve Abdülhak Şinasi Hisar'a gönderdiği mektuplardan vaktini masa başında geçirdiğini, genellikle okuduğunu ve yazdığını öğreniyoruz. Aynı zamanda Yahya Kemal bir diplomat olarak Polonya'da kendisini epeyce sevdirdi. Üç yıllık Varşova görevinden sonra Madrid'e tayin edilir. Yeni görevine başlar başlamaz Toledo ve Escurial şehirlerini ziyaret eden Yahya Kemal, sonrasında Gırnata, Kurtuba ve İşbiliye'ye de gider. 1931'de ülkede yaşanan siyasi krizler nedeniyle Madrid'den gizlice ayrılır. Fakat izinsiz ayrıldığı için görevinden alındı.
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde.
Görevi boyunca Ankara ile ilişkileri çok da iyi olmayan Yahya Kemal'in bu durumuna verilen bazı talimatlara uymaması, başına buyruk davranması sebep olduğu söylenir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
Türk edebiyatında Hariciye hatıralarını müstakil olarak kaleme alan tek yazarımız olan Yakup Kadri , 1934 yılından sonra Prag, Lahey, Bern ve Tahran elçilikleri nde görev alır.
O andaki psikolojisini şu satırlarla ifade eder Yakup Kadri, "Vaktiyle Fizan vardı, şimdi Tiran."
Yakup Kadri 1934 yılında Atatürk'ün isteğiyle diplomat olarak Arnavutluk Tiran'a gönderilir. Bu, Yakup Kadri'ye verilen büyük bir cezadır. 1923-1934 yılları arasında milletvekilliği yapan Yakup Kadri için bu durum gözden düşme, sürgündür. Bunu, diplomatlık yıllarını anlattığı Zoraki Diplomat adlı eserinde şu sözleriyle anlatır:
"Bu, benim için tam manasıyla bir sürgündü. Vücudum gurbette, gönlüm gurbette, yirmi yıl, kendime benzer kişilerden uzak, diyar diyar dolaşacaktım."
Yakup Kadri 1955 yılında emekli oluncaya kadar dünyanın çeşitli yerlerinde diplomatlık görevinde kaldı.
Yakup Kadri, edebiyat dünyasının son diplomatıdır. Çünkü bundan sonraki süreçte meslekten olmayanların elçi veya büyükelçilik yapmasına izin verilmez.