Halk ozanlarımızdan türkü seçkisi
Millet olarak sevinçlerin paylaşılmasında, üzüntülerin azaltılmasında, düğünlerde, törenlerde, köy odalarında halk, âşıkları ve şairleri dinleyip, eğlenerek vakitlerini dolu dolu geçirirlerdi. Günümüz insanlarının çoğu bu âşıklara ve ortama şahit olmadı ama onlardan miras kalan türkülere ve şiirlere yüreklerinde yer açmasını bildiler. Değerli halk ozanlarımızdan biri olan Aşık Veysel'in doğum yıl dönümünde, âşıklarımızın türkülere dönüşen eserlerinden seçkiler hazırladık.
Giriş Tarihi: 25.10.2019
14:11
Güncelleme Tarihi: 25.10.2019
15:27
Şiirlerini Türkçe yazan Yunus Emre, Türk tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Eserlerinde ele aldığı değerler ve insan sevgisiyle, yüzyıllardır Anadolu insanının gönlünde önemli yer tutar. Yunus Emre'nin kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte Risaletü'n Nushiyye adlı mesnevisinin sonundaki "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi" mısrasında tarih düşürme sanatını kullandığından 13. yüzyılda yaşadığı kabul edilir.
Hayatı hakkında daha detaylı bilgi okumak için tıklayın.
Yusuf'u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf'u kaybettim Kenan ilinde Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile leyla bulunmaz Bu ne yaredir ki çare bulunmaz
Aşkın pazarında canlar satılır Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu sela verirler Ölen beden imiş, aşıklar ölmez
Asıl adı Ali Ruşen'dir. 1579-1581 yıllarında Anadolu Beylerbeyi'ne, Köroğlu'nun yakalanması için hükümler yazılması ve aynı yıllarda Bolu Beyi'ne başkaldırması, destan kahramanının varlığı üstüne ipuçları verir. Ozan Köroğlu'nun koçaklamaları, güzellemeleri halk şiirinde önemli bir yer tutar. Ünlü bir destana konu olmuş bir halk kahramanıdır. Köroğlu 17. yüzyılda Bolu havalisinde yaşamış, sonradan ünü bütün Anadolu'ya yayılmıştır. Babası Bolu beyi tarafından gözlerine mil çektirilerek cezalandırıldığı için Köroğlu diye tanınır. Zulme karşı ayaklanarak halkın hakkını koruması, onu destansı bir kahraman haline getirir.
Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Benden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp su dağlara yaslanmalıdır. At kişnemesinden kargı sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir.
Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı. Tüfek icat oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
Köroğlu düşer mi yine sanından, Ayırır çoğunu er meydanından, Kırat köpüğünden, düşman kanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.
Âşık edebiyatının yetiştirdiği önemli isimlerden olan Karacaoğlan, sevdanın ve tabiatın şairi olarak anılır. Karacaoğlan'ın şiirlerindeki dil ve söyleyiş güzelliği Türk halk şairlerinin pek çoğuna öncülük etmiş, ancak bu güzelliğe az sayıda şair ulaşabilmiştir. Günümüze miras bıraktığı şiirleri serüvenini, nağmelerde sürdürür. Araştırmacıların büyük çoğunluğu Toroslar ve Güney Anadolu'da, özellikle Maraş-Antep dolaylarında yaşadığını belirtmekle beraber Kırşehirli, Kilis, Rumeli ve Belgradlı olduğunu söyleyenler de vardır. Âşık edebiyatının en belirgin özelliklerinden biri sayılan irticali söyleyiş yeteneği ve samimiyet Karacaoğlan'da pek çok halk şairinin ulaşamadığı bir seviyededir. Buna dilinin sadeliği, mahallî ve çarpıcı unsurları ustaca kullanması da eklenince Karacaoğlan şiirinin gerçek çehresi belirlenmiş olur.
Hayatı hakkında daha detaylı bilgi okumak için tıklayın.