Osmanlı'nın musiki okulları
Osmanlı Maârifi'nin teşkilatlanma sürecinde açılan okullar içerisinde bulunan mûsikî mektepleri müzik tarihimiz açısından önemli bir yere sahip. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde pek çok mûsikî okulu kuruldu. Başlangıçta bazı dernek ve cemiyetlerin bünyesinde bulunan küçük çaptaki topluluklar zamanla yerlerini profesyonel mûsikî eğitimi veren mekteplere bıraktı. Savaşın getirdiği olumsuz atmosferden dolayı uzun yıllar eğitim yapılamayan bu okullar günümüz konservatuar ve mûsikî cemiyetlerinin temellerini oluşturdu. İşte Osmanlı dönemindeki mûsikî eğitiminin profesyonelleşme süreci…
Giriş Tarihi: 11.01.2019
16:33
Güncelleme Tarihi: 06.01.2020
12:41
DÂRÜ’L-BEDÂYİ TİYATRO VE MÛSİKÎ MEKTEBİ
İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun ilk şekli ve adı olan 'Dârü'l-bedâyi Osmani' ilk temsillerin verildiği, ilk tiyatro oyunlarının oynandığı ve ilk konservatuar olma özelliği taşıyor. Osmanlı'da kurulan konservatuvar niteliğindeki ilk mûsikî okulu Darülbedayi. İstanbul Belediye Başkanı Cemil Paşa'nın (Topuzlu) desteği ile açılan okul, resmi olarak 1914 yılında kurulur. Okul kurulurken deneyim ve görüşlerinden faydalanmak için Paris'ten ünlü tiyatro eleştirmeni Andre Antoine davet edilir. Bir tiyatro okulu olarak açılması düşünülen konservatuvara sonradan Batı ve Türk Mûsikîsi eğitimi veren bölümler açılır. Okulun ismi ilk başta "konservatuvar" olarak düşünülmüş ise de Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem'in (Bolayır) önerisiyle "Dârü'l-bedâyi Osmani" adını alır.
OSMANLI'DA KURULAN İLK TİYATRO VE MÛSİKİ MEKTEBİ: DÂRÜ'L-BEDÂYİ OSMANİ
DÂRÜ’L-ELHAN MÛSİKÎ MEKTEBİ
Osmanlı Devleti'nde kurulan ilk resmî mûsiki mektebidir. Darülbedayi'deki mûsikî şubelerinin kapatılmasının ardından kurulmasına karar verilen okulun ilk amaçlarından biri Klasik Türk Mûsikîsi repertuarını notaya almak ve gerekli tashihatları yapmaktı. Bu görev Darülbedayi'de düşünülmüş ancak yerine getirilememişti. Bir nevi konservatuvar eğitim modelinin benimsendiği bu okulda dönemin Batı konservatuvarlarından ayrı olarak üç mûsikî türünde müfredat uygulandığı görülüyordu. Halk mûsikîsi icra anlamında uygulanmasa da nazari olarak işlenmekteydi. Ayrıca ilk türkü derleme çalışmaları yine bu okulun çatısı altında başladı.
Fotoğraf: Darülelhan Heyeti
Osmanlı Devleti'nde kurulan ilk resmî mûsiki mektebidir. Darülbedayi'deki mûsikî şubelerinin kapatılmasının ardından kurulmasına karar verilen okulun ilk amaçlarından biri Klasik Türk Mûsikîsi repertuarını notaya almak ve gerekli tashihatları yapmaktı. Bu görev Darülbedayi'de düşünülmüş ancak yerine getirilememişti. Bir nevi konservatuvar eğitim modelinin benimsendiği bu okulda dönemin Batı konservatuvarlarından ayrı olarak üç mûsikî türünde müfredat uygulandığı görülüyordu. Halk mûsikîsi icra anlamında uygulanmasa da nazari olarak işlenmekteydi. Ayrıca ilk türkü derleme çalışmaları yine bu okulun çatısı altında başladı.
DÂRÜ’L MÛSİKÎ-İ OSMANİ MEKTEBİ
İstanbul'da kurulan özel Türk mûsikîsi mektebi. II. Meşrutiyetin (1908) ilânından sonra Koska'da Râgıb Paşa Kütüphanesi karşısındaki bir binada faaliyete başladı. Tanburî bestekâr Hacı Kirâmî Efendi'nin başkanlığında bestekâr Leon Hanciyan, hanende Kaşıyarık Hüsâmeddin Efendi, bestekâr Kanunî Hacı Arif Bey. Hafız Âşir, Hafız İsmail efendiler tarafından kuruldu. Hafız Arap Cemal ve Nazmi Efendi'nin öğretmen yardımcısı olarak görev yaptığı okulun şeref üyesi ve fahrî başkanı ise kanunî bestekâr Şehzade Ziyâeddin Efendi idi.
Musiki-i Osmani Heyeti. (Ortada oturan Muallim İsmail Hakkı Bey – Şehbal dergisinin 7. sayısı)
Devrin meşhur mûsiki üstatlarının ders verdiği, birçok musikişinasın yetişmesinde rol oynayan bu mektep, ayrıca hoca ve talebelerin yer aldığı Dârülmüsikî-i Osmânî Heyeti adlı topluluğun verdiği konserlerle de büyük ilgi topladı. Doğrudan Türk mûsikisi eğitim ve öğretiminin amaçlandığı Dârülmûsikî-i Osmânî, bir müddet sonra Muzika-i Hümâyun hocalarından bestekâr Muallim İsmail Hakkı Bey başkanlığında, Mûsikî-i Osmânî adıyla Şehzadebaşı'ndaki Fevziye Kıraathanesi'nin üzerinde faaliyetine devam etti.
Mûsiki-i Osmânî , I. Dünya Savaşı'nin çıkması üzerine bir süre kapanmasına rağmen daha sonra İsmail Hakkı Bey tarafından yeniden açıldı. Mûsikî-i Osmânî Mektebi , eğitim öğretim ve konser faaliyetlerinin yanı sıra fasıl defteri ve yaprak biçimindeki nota yayımı ile de dikkati çekti. Küçük, orta ve büyük boy olarak gerçekleştirilen bu serilerden orta boyu fasıl defterleri, diğerleri ise perakende notalar halinde neşredildi.