Duyguları özgürleştiren his: Affetmek
Affedememek, bir zehir tohumu gibi vücudumuzu sarar ve hastalanmamıza neden olur. Kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik ise affetmek olacaktır. Önemli olan bu sürecin üstesinden psikolojik ve fizyolojik olarak nasıl geleceğimizdir.
Giriş Tarihi: 27.10.2022
09:41
Güncelleme Tarihi: 27.10.2022
10:20
✒ Peygamber Efendimizin (sav) müminlere örnek olan affediciliği
🔸 Peygamber Efendimiz (sav), Mekke'yi fethettikten sonra Mescid-i Haram'a gider. Kâbe'yi tavaf edip iki rekât namaz kılar. Bu sırada Mekke halkı Kâbe'nin etrafında toplanır, endişe ve korkuyla Efendimizin (sav) kendilerine ne tür bir muamelede bulunacağını beklerler. Çünkü Mekkeliler, Peygamberimize (sav) İslâm'a davetin ilk gününden itibaren her türlü eziyeti yapmış, canı ve malına kastetmişlerdir.
🔸 Fetih ile birlikte Mekkelilerin hayatı Efendimizin (sav) iki sözüne bağlıdır. Herkes kendisine yapılan kötülüklerin hesabını sormasını ve intikam almasını bekler. Ancak Rahmet Elçisi (sav) kalabalıklara doğru yönelir ve: "Tıpkı Yusuf Peygamber gibi ben de "Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir." diyorum. Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz." buyurur.
Kur'an'ın yaşayan örneği olan Peygamberimiz (sav), bu olayla bizlere affetmenin en güzel örneğini gösterir. Kötülüğe iyilikle karşılık vermeyi, nefreti sevgiye dönüştürerek küfrü imana çevirmeyi gözler önüne serer.
"Affetmek bir süreç"
Uzman Klinik Psikolog Ayşenur Bayraktar , affetmenin insana faydası olan bir davranış değiştirme becerisi olduğunu ifade etti: "O insanı yakınında tutup tutmamak, ona bir şans verip vermemek affetmekten ayrıdır. Yapılan davranışı haklı görmemek, hissettiğimiz acıyı bastırmak ya da yok saymak olmaz. O duyguyu görüp kabullenip biraz da dönüştürmek gerekir."
🔸 Ancak bir anda affetmenin gerçekleşemeyeceğini de belirten Bayraktar, bunun bir süreç olduğunun altını çizer. Kimseden bir sabaha kalkıp da yapılan haksızlığı affedip hayatına devam etmesi beklenemez. Affetmek, zamanla gerçekleşecek bir eylemdir.
İnsanların en iyi duygusal silahı: Psikolojik işkence
🔸 Yapılan araştırmalara değinen Bayraktar, narsist kişilik bozukluğu olanların daha zor affettiğini belirtti: "Araştırmalara göre kişilik özellikleri ile affedip affedememe arasında bir alaka vardır. En uç noktada narsist özellikleri gösteren insanlarda affetme becerisinin daha eksik olduğunu ya da affetme kısmına adapte olamadıklarını görüyoruz. Ancak çocuklar, çok kolay adapte olurlar. Hayır dediğimiz bir şeye kızıp sinirlense bile ardından hemen bize adapte olur. Sebebini anlatıp sarıldığımızda çocuk, bir şeylerin hallolduğuna inanarak affetmiş gibi bir anda o olumlu tavrımıza katılır. Çünkü çocuklar içlerinde kötülük barındırmıyorlar. Kin, intikam gibi yetişkinliğe özgü duygu tanımlamaları çok fazla içermiyorlar."
🔸 Depresyon ve anksiyetenin sebeplerinin başında affetme duygusunun yoksunluğu görülür.
❕Affedememenin yol açtığı hastalıklar:
◾ Duygular, insanı hasta edebilir. Affedememek, insan psikolojisine büyük etkiler bırakır. Yapılan haksızlığı sürekli düşünmek insanın kaslarını gerginleştirir, kötü hissetmeye neden olur. Bu durum da diğer hastalıkları tetikler.
◾ Affedememek bir zehir tohumu gibi tüm vücudu sarar. Psikolojik ve fizyolojik açıdan birçok zararlı etkisi vardır.
↪ Kalp ve karaciğer rahatsızlıklarının nedenleri arasında görülür. ↪ Mide ağrıları, stres bozukluğu, vücutta salgılanan hormonların dengesizleşmesi ile kalp rahatsızlıkları, migren gibi hastalıkların nedeni affedememeye bağlı durumlardır.
Panik atak belirtileri ve tedavisi
Affetmenin adımları
✔ Kendinizi affedin
◽ Affetmek, özgürlüğe atılan ilk adımdır . Şimdi sizlere adım adım nasıl affedebileceğinizi anlatacağız.
◽ En zoru, insanın kendisini affetmesidir. Bu nedenle ilk olarak kendimizden başlamamız gerekir. Yaptığımız hatalar, gerçekleştirdiğimiz eylemler bizi biz yapan şeylerdir. Kendimizle barışmalı ve affetmeliyiz.
Hacı Bektaşı Veli'nin de dediği gibi, "Her ne ararsan tekkede Mekke'de arama. Dön içinde ara."
◽ Eğer dönüp kendi içimizde o duyguları arar bulur ve çözersek aşamayacağımız hiçbir şey kalmayacaktır. Zayıflıklarımız bizim gücümüzdür. Bu nedenle yaptığımız şeylerin sonucunda kendimizi affettiğimiz zaman büyümüş, kötü duygulardan uzaklaşmış oluruz.