Arama

İlk Müslüman psikoloji alimi: Ebu Zeyd El-Belhi

Müslüman alimler, fenni çalışmalar içerisinde psikolojik bazı konulara yer vermiştir. Bunlardan birisi de Ebu Zeyd el-Belhi'nin beden ve ruh sağlığı hakkındaki kitabıdır. Bu eser, İslam dünyasında tıp konusunda yazılmış ilk eserdir. Beden ve ruh sağlığını bir arada işleyen eser, sadece tıp tarihi değil, psikoloji tarihine de büyük katkı sağlamıştır. Birçok psikoloğun ilgisini çeken Ebu Zeyd el-Belhi hakkında merak edilenleri derledik.

  • 6
  • 13
İLK KEZ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARI SINIFLANDIRDI
İLK KEZ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARI SINIFLANDIRDI

Akli yani felsefî ilimler içinde matematik ve astronomiye özel bir ilgi duyan Belhî, belki sırf bu yüzden hocası Kindî'nin aksine astrolojiye inanmamış ve ancak matematik ve fizik esaslara dayalı bir gök biliminin geçerli olabileceğini savunmuştur.

El-Belhi ilk defa psikolojik rahatsızlıkları norotik ve psikotik olarak sınıflandırmıştır. Bunlar, korku ve anksiyete, kızgınlık ve agresiflik, üzüntü ve depresyon ve obsesyondur.

Kendisinden on altı yıl sonra vefat edecek olan Fârâbî'nin en-Nüket fîmâ yasıhhu ve mâ lâ yasıhhu min ahkâmi'n-nücûm adlı eserindeki ayırımları dile getirmiş olması bakımından Belhî'nin bu yaklaşımı önemlidir.

Belhî, Emîr Ahmed b. Sehl'in iktidarı kaybetmesinden sonra doğduğu köye çekilip satın aldığı bir çiftlikte ilmî faaliyetle meşgul oldu. Bir aralık Sâmânî emîrinin Buhara'da vezirlik teklifini kabul ettiyse de yolda bu fikrinden vazgeçerek Şâmistiyân'a döndü ve burada vefat etti.

  • 8
  • 13
DİN İLE FELSEFEYİ UZLAŞTIRDI
DİN İLE FELSEFEYİ UZLAŞTIRDI

Belhî'nin fikrî şahsiyetinde en fazla ön plana çıkan eğilim dinle felsefenin uzlaştırılmasıdır. Bir yandan tefsir çalışmaları yapan ve çağının müfessirlerince itibar görmüş metinler kaleme alan Belhî'nin bir yandan da coğrafya, matematik, astronomi, tıp, ahlâk, siyaset gibi çok çeşitli sahalarda eserler vermesi bu tavrının bir sonucudur. Belhî hocası Kindî gibi ilâhî bilginin beşerî bilgideki artma veya derinleşmenin miktarı oranınca kavranabileceğine inanıyordu.

  • 9
  • 13
"BİR KİMSE DİNİN EMİRLERİNİ YERİNE GETİRMEDİKÇE FİLOZOF OLAMAZ"
BİR KİMSE DİNİN EMİRLERİNİ YERİNE GETİRMEDİKÇE FİLOZOF OLAMAZ

Onun gözünde bir ilâhî ve yüce hikmetler toplamı olan dini gerçek anlamda kavramanın yolu beşerî hikmet arayışının ifadesi olan felsefî araştırmalardan geçmektedir. Dolayısıyla din hem bu hikmet arayışında kılavuzluk eden, yönlendirici emir ve nehiyleriyle felsefî araştırmanın ilkelerinden uzaklaşmaya engel olan bir metot, hem de bu araştırmaların sonunda yeniden ve derinlemesine kavranmış hakikat olmaktadır.

Onun söz konusu yaklaşımı şu sözüyle ifadesini bulmuştur: "Din yüce felsefedir. Bir kimse dinin emirlerini yerine getirmedikçe filozof olamaz."

  • 10
  • 13

Belhî "bedenî tıp" ile "ruhanî tıp" kavramlarının ortak terimini bir ilişkinin hareket noktası yapmakta ve böylece beden ile ruh arasındaki etkileşmenin sağlık ve hastalık bakımından nelere yol açabileceğini incelemektedir.

Belhî'nin akranı olan ve muhtemelen kendisinden felsefe okumuş bulunan Ebû Bekir er-Râzî'nin et-Tıbbü'r-rûhânî adlı eserinin paralelinde olan bu yaklaşımın yönlendirici fikri insanın ruh ve bedenden müteşekkil bir bütün olduğudur. Dolayısıyla Belhî'ye göre hastalığa yol açan maddî sebeplerle ruhî sebepleri bir arada ele almanın büyük faydası vardır. Bu yönlendirici fikrin Belhî'yi psikosomatik hastalıklar kavramına büyük ölçüde yaklaştırdığı söylenebilir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN