İlk Müslüman psikoloji alimi: Ebu Zeyd El-Belhi
Müslüman alimler, fenni çalışmalar içerisinde psikolojik bazı konulara yer vermiştir. Bunlardan birisi de Ebu Zeyd el-Belhi'nin beden ve ruh sağlığı hakkındaki kitabıdır. Bu eser, İslam dünyasında tıp konusunda yazılmış ilk eserdir. Beden ve ruh sağlığını bir arada işleyen eser, sadece tıp tarihi değil, psikoloji tarihine de büyük katkı sağlamıştır. Birçok psikoloğun ilgisini çeken Ebu Zeyd el-Belhi hakkında merak edilenleri derledik.
Giriş Tarihi: 02.12.2019
17:51
Güncelleme Tarihi: 03.03.2020
10:57
DİN İLE FELSEFEYİ UZLAŞTIRDI
Belhî'nin fikrî şahsiyetinde en fazla ön plana çıkan eğilim dinle felsefenin uzlaştırılmasıdır. Bir yandan tefsir çalışmaları yapan ve çağının müfessirlerince itibar görmüş metinler kaleme alan Belhî'nin bir yandan da coğrafya, matematik, astronomi, tıp, ahlâk, siyaset gibi çok çeşitli sahalarda eserler vermesi bu tavrının bir sonucudur. Belhî hocası Kindî gibi ilâhî bilginin beşerî bilgideki artma veya derinleşmenin miktarı oranınca kavranabileceğine inanıyordu.
"BİR KİMSE DİNİN EMİRLERİNİ YERİNE GETİRMEDİKÇE FİLOZOF OLAMAZ"
Onun gözünde bir ilâhî ve yüce hikmetler toplamı olan dini gerçek anlamda kavramanın yolu beşerî hikmet arayışının ifadesi olan felsefî araştırmalardan geçmektedir. Dolayısıyla din hem bu hikmet arayışında kılavuzluk eden, yönlendirici emir ve nehiyleriyle felsefî araştırmanın ilkelerinden uzaklaşmaya engel olan bir metot, hem de bu araştırmaların sonunda yeniden ve derinlemesine kavranmış hakikat olmaktadır.
Onun söz konusu yaklaşımı şu sözüyle ifadesini bulmuştur: "Din yüce felsefedir. Bir kimse dinin emirlerini yerine getirmedikçe filozof olamaz."
Belhî "bedenî tıp" ile "ruhanî tıp" kavramlarının ortak terimini bir ilişkinin hareket noktası yapmakta ve böylece beden ile ruh arasındaki etkileşmenin sağlık ve hastalık bakımından nelere yol açabileceğini incelemektedir.
Belhî'nin akranı olan ve muhtemelen kendisinden felsefe okumuş bulunan Ebû Bekir er-Râzî'nin et-Tıbbü'r-rûhânî adlı eserinin paralelinde olan bu yaklaşımın yönlendirici fikri insanın ruh ve bedenden müteşekkil bir bütün olduğudur. Dolayısıyla Belhî'ye göre hastalığa yol açan maddî sebeplerle ruhî sebepleri bir arada ele almanın büyük faydası vardır. Bu yönlendirici fikrin Belhî'yi psikosomatik hastalıklar kavramına büyük ölçüde yaklaştırdığı söylenebilir.
AHLAK VE PSİKOLOJİYİ BİRLEŞTİRDİ
Ayrıca iklim, tabii çevre, fizyolojik yapı gibi faktörlerin yanı sıra yeme, içme, cinsî münasebet, uyku düzeni gibi gündelik hayatı ilgilendiren hususlardaki rejimlerin beden ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerini uzun uzun inceleyen Belhî, müziğin bedenî ve ruhî hastalıkların tedavisindeki önemine de işaret eder.
Kontrolsüz öfke, yersiz korkular ve derin endişeler şeklinde beliren psikolojik baskıların davranış bozukluklarına yol açması ve neticede bir yandan nevrotik hastalıkların, diğer yandan da ahlâkî kötülüklerin insan ruhunda yerleşmesi sonucunu doğuracağından Belhî'nin yaklaşımında ruhanî tıp terimi hem bir ölçüde psikoterapiye hem de ahlâk ilmine işaret edecek şekilde tıp, ahlâk ve psikoloji sahalarını birleştirir.
İbnü'n-Nedîm Belhî'ye kırk üç eser nisbet eder. Yâkūt bu sayıyı elli altıya çıkarır. Ancak onun eserlerinden günümüze yalnızca ikisi ulaşmıştır. Bu sebeple ilmî şahsiyeti daha çok kendisinden sonraki etki ve yankılarıyla belirlenebilmektedir.
Meṣâliḥu'l-ebdân ve'l-enfüs: Belhî'nin tıp ve ahlâk konusundaki fikirlerini tesbite yarayan ve iki ana bölümden oluştuğu için el-Makaleteyn olarak da anılan bu eser, müellifinin çağına ait tıbbî birikimi özümlediğine yeterli bir delil teşkil ettiği gibi tıp ve ahlâkı aynı ilmî disiplin çerçevesinde birleştiren anlayışın da İslâm dünyasındaki öncüsü durumundadır.
Nitekim kendisi, beden sağlığına dair yeterince kitap yazıldığı halde bu eserine gelinceye kadar ruh sağlığıyla ilgili kayda değer bir eser verilmediğinden söz etmekte ve bu konuda hem ilk hem orijinal olma iddiasını taşımaktadır.