Arama

Zihnin işgali: Takıntı

Takıntı, insanın zihninde kontrol edemediği düşüncelerinin günlük hayatını etkileyecek düzeye gelmesidir. Bu durumun oluşmasında pek çok sebep vardır. Hastalık, genler aracılığıyla aktarılabileceği gibi çevresel faktörlerin etkisiyle çocuklukta yaşanan travmaların sonucuyla da açığa çıkabilir. Bu durumun tedavisi mümkündür. Ancak süreç boyunca en önemli görev ailelere düşmektedir.

  • 10
  • 10

TAKINTIDAN NASIL KURTULUNUR?

◽ Erdim, takıntılı olmaya açık kişileri şöyle açıkladı:

"Köklerinden hakkıyla beslenememiş, beslenemediği için zayıf kalmış, zayıf kaldığı için de gene beslemeyenler tarafından suçlanmış, duygusal olarak, direnç olarak zayıf, çökmeye hazır bir psikolojideki çocuk demektir. İşte buradan depresyon, kaygı, obsesif kopülsif bozukluk, fobi, özgüvensizlik, değersizlik, yetersizlik duyguları çıkar. Zemin hazırdır. Kollarını açmış, bütün sıkıntıları, sorunlu davranışları davet eder bir pozisyonda."

🔹 Aile sevgisinden mahrum olan çocuklar, büyüdüklerinde takıntılı hale gelir. O halde iyileşmeleri için ihtiyaçları olan şey sevgidir. Ailelerin çocuklarının gönüllerini tamir etmesi gerekir.

"YÜREĞİ SEVGİYLE TAMİR EDİLMELİ"

Erdim konuyu şu örnekle özetledi: "Öyle ki ısıtılmak istene bir bina düşünün. Kaloriferler sonuna kadar yakılıyor ama bina ısınmıyor. O zaman nerede kaçak olduğuna bakılır. O kaçakları kapatmadan bina ısınmayacaktır. Aynı şekilde takıntılı davranış sergileyen çocukların da değer kaçaklarını bulmak ve tamir etmek gerekir. Çocuğun sevgi ihtiyacı, aile şefkati boşluğu doldurulmalıdır. Yüreği tamir edilmeyen çocuğun iyileşmesi mümkün değildir."

🔹 Onarılma içten olur, bozulmanın içten olduğu gibi. Yıkılan bir şeyi tamir etme, bozulan bir şeyi onarma, tamamiyle yürekten başlar.

🔹 Yüreğine tesir edemediğiniz insanın zihnine tesir edemezsiniz. Eğer yüreği düzelirse akıl ona destek olmaya başlar. Böylece kişinin duruşu, bakışı, anlayışı yani kısaca her şeyi düzelir.

🔹 Anne babalar evlatlarını eleştirmemeli, şikayet etmemeli, emir cümlesi kullanmamalı, kıyaslama yapmamalı, geçmişi gündeme getirmemeli, küslük yapmamalı ve başa kakmamalıdır.

🔹 Tüm bunların aksine bol bol takdir etmeli, duaya sığınmalı, güler yüz göstermeli, tatlı dilli olmalı, niyet tutarak sadaka vermeli, sıfır beklenti içerisinde olmalıdır. Yapamadıklarına değil yaptıklarına, tecrübe edip de başaramadıklarına değil de başardıklarına, eksiklerine değil tamına ve kendisinde bulunan ama bizim bir türlü göremediğimiz değerli yönlerine vurgu yapacağız ki içten onarabilelim.

🔹 En önemlisi de onu sevdiğinizi her fırsatta söyleyerek her haliyle kıymetli olduğunu hissettirmek gerekir. Çünkü insan eksiğiyle, yanlışıyla, günahıyla bir tamdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN