Ünlü yönetmenlerin genç sinemacılara tavsiyeler
Sorumluluk son kertede yönetmenindir elbette. Film başarılı olursa ilk alkışlar yönetmene gider; başarısız olursa fatura yine ona kesilir… Peki, Alfred Hitchcock'a göre kötü adam neden önemli? Sizler için, ünlü yönetmenlerin genç sinemacılara verdiği tavsiyeleri derledik.
Giriş Tarihi: 26.06.2019
15:02
Güncelleme Tarihi: 26.06.2019
16:53
Susanne Bier, Danimarka'nın en tanınmış yönetmenlerinden biri artık. Uzmanlık alanı olan insan ilişkileri odaklı yoğun melodramları öyle güçlü ki izleyenleri nefessiz bırakıyor.
Peter Wier, skeç komedileri ve televizyonlarda çalışarak, belgeseller ve kısa filmler çekerek bir on yıldan sonra 1974'de ilk uzun metrajlı Paris'i Yiyen Otomobiller'le çıktı izleyici karşısına.
Weir'in duru hikaye anlatıcılığı, görsellik konusunda duyduğu güven ve büyük temaları layıkıyla ele alabilme becerisi bir sonraki filmi Ölü Ozanlar Derneği'nde harikalar yarattı. Weir, izleyenlerini gözlerini yaşartacak sıradan bir stüdyo filmini, dünyayı saran ruhani havadan güç alan gişe rekortmeni bir filme dönüştürdü ve en iyi film ve yönetmen dallarında Oscar'a aday gösterildi.
Sinema tarihinin belki de en ikonik ismi olan Bergman hala hem kariyerlerin, hem de tek tek filmlerin kıyaslandığı altın standardı temsil ediyor. 2007'de ölmeden önce altmıştan fazla filme imza atan azimli ve mükemmeliyetçi İsveçli yönetmen inanç, ihanet, yalnızlık ve ölüm etrafında dönen hem, çoğunlukla da sarsıcı hikayeler çekti ve bunlar yoğun yakın plan çekimleri, dürüst oyunculukları ve ürpertici şekilde aydınlatılmış imgeleriyle sinemacılık anlayışını değiştirdi.
Son on yılda sinema dünyasına adını altın harflerle kazıyan dahi yönetmen Nuri Bilge Ceylan, ilk kısa filmini ve bunu izleyen birkaç uzun metrajını "kendi işini kendin yap" tarzında ve çok az bir bütçeyle çekse de, bu filmler görsel güzellikleri ve alabildiğine derin, kişisel konularıyla büyük dikkat çekti.
2002 tarihli üçüncü uzun metrajı Uzak, entelektüel bir fotoğrafçı olan akrabasının yanında kalmak üzere İstanbul'a gelen genç bir fabrika işçisinin hikayesi çerçevesinde köy ve şehir hayatı değerleri teması üzerine eğildi.
Dipnot: 2003 yılında Cannes Film Festivali'nde gösterildiğinde başyapıt olarak görüldü ve Ceylan'a Jüri Büyük Ödülü'nü kazandırdı.