Yahudi lobisine göz kırpan film: BlacKkKlansman
Son günlerde Türkiye'de vizyona giren önemli bir film dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Spike Lee'nin merkeze ırkçılık karşıtlığını aldığı; alt metninde ise Yahudilerin "mağdur edebiyatının" vurgulandığı filmi; "BlacKkKlansman …" Filmin çıkış noktası, yönetmenin bakış açısı, irdelenen konu olumlu görünüyor; ancak filme yerleştirilen kurmaca kamu spotu , meselenin iç yüzünü gözler önüne seriyor. Her trajedisinde ve kahkahasında bir aktivist disiplininin izinin görüldüğü Spike Lee'nin "Karanlıkla Karşı Karşıya " isimli filmi, Amerika'daki ırkçılık tarihine eleştirel bir bakış açısı sunarken, bir yandan da Yahudi lobisinin PR işini üstleniyor ve Yahudilerin kendilerini her koşulda mağdur gösterme çabasının bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
Giriş Tarihi: 29.09.2018
18:03
Güncelleme Tarihi: 29.09.2018
18:15
İZLEYİCİ ÜZERİNDE SOĞUK DUŞ ETKİSİ
BlacKkKlansman, Ku Klux Klan'in bulunduğu kentteki faaliyetlerini durdurmak üzere Argo-vari bir planla harekete geçen bir polis memurunun öyküsünü anlatıyor.
Filmin geçtiği 70'li yıllarda ABD, Tennessee'de Ku Klux Klan (KKK) adında, siyahi ve göçmenlere karşı kurulmuş beyaz üstünlükçü gizli bir örgüt bulunmaktadır. Yapımcılığını Jordan Peele'nin üstlendiği gerçek bir olaydan uyarlanan film, Colorado Polis Departmanı'nın ilk siyahi polisi Ron Stallworth'un Ku Klux Klan'ın (KKK) içine girebilmek için yaptıklarını ve yaşadığı süreci konu ediniyor. Filmin oyuncuları arasında Adam Driver, Laura Harrier, Topher Grace ve Denzel Washington'ın oğlu John David Washington yer alıyor.
Filmin yönetmen koltuğunda Malcolm X, 25. Saat ve İçerideki Adam gibi filmlerle tanınan iki Oscar adayı Spike Lee oturuyor. Star Wars evreninin Kylo Ren'i Adam Driver ve "Ballers" dizisiyle tanıdığımız John David Washington başrolü paylaştığı filmin kadrosunda ise Topher Grace, Laura Harrier, Ryan Eggold, Jasper Pääkkönen gibi isimler yer alıyor.
Siyahilerin problemlerini çarpıcı bir şekilde anlatan Lee, kurgudaki başarısıyla ana akıma önemli bir mesaj veriyor. Trump'ın desteğiyle seslerini gittikçe yükselten beyaz üstünlüğü savunucularının bariz şekilde ilerleyen tehlikeli yanlarını çarpıcı bir şekilde hatırlatıyor. Mizahi bir üslup ile başlayıp asıl meseleyi finalde veren, faşistleri karikatürize etmekten çekinmediği karakterleri ve öngörülemeyen provakasyonu ile Spike Lee her zamanki gibi mizacını konuşturuyor yani izleyici üzerinde soğuk duş etkisi yaratıyor. Filmin her trajedisinde ve kahkahasında inanılmaz bir aktivist disiplininin izi var.
Karanlıkla Karşı Karşıya ( BlackKklansman ), kenti ele geçirmeyi planlayan bir örgütü durdurmaya çalışan bir dedektifin hikâyesini anlatıyor. Film, Ron Stallworth adındaki bir dedektifin Ku Klux Klan'a sızarak faşist örgütün kenti ele geçirme planına karşı meydan okumasına odaklanıyor. Ron Stallworth, Colorado Springs Polis Merkezi'nde çalışan ilk Afro-Amerikan bir polis memurudur. Ortağı Flip Zimmerman ile birlikte çalışır. 1970'lerin ilk yılları ırkçılıkla ilgili sivil haklar konusunda büyük karmaşaların yaşandığı dönemlerdir. İkili Ku Klux Klan'ı durdurmak için mücadele verir. Ron, örgütün şehri ele geçirme girişimlerini engellemek için gizlice örgütün içine sızmaya çalışır. Grupla iletişime geçen ve aşırı ırkçı biri gibi davranan Ron sonunda amacına ulaşır.
Bu görev merkezde şüpheyle karşılanır ve ekip içerisinde karşıtlık yaratır. Korkusuz Stallworth ise, toplulukta bir fark yaratmaya ve kendini kabul ettirmeye karar verir. Cesur bir şekilde çok tehlikeli bir göreve soyunur: Ku Klux Klan'ın içine sızarak onlarla yüzleşmek.
Aşırı ırkçı biri gibi davranan Stallworth , grupla iletişime geçer ve sonunda toplantılarına davet edilir. Aynı zamanda Stallworth, Klan'ın büyük kurucusu David Duke ile de ilişki kurar ve Beyaz Amerika'nın yükselişine kendini adadığı için onun övgüsün alır. Bu kapalı soruşturma gittikçe karmaşıklaşırken, yüz yüze toplantılarda Stallworth'un kimliğine bürünen iş arkadaşı Flip Zimmerman, ölümcül bir komployla ilgili bilgilere ulaşır. Stallworth ve Zimmerman gerçek amacı şiddeti genele yaymak olan bu oluşumu sona erdirmek için birlikte çalışacaktır. Peki, Afro-Amerikan bir polis memuru, beyaz üstünlüğünü savunan bir örgütün içinde kimliğini gizli tutmayı nasıl başaracaktır?