Yeşilçam sinemamızın neresinde?
Bir sokak ismi olmasına rağmen Türk sinema tarihinde film üretiminin oldukça fazla olduğu dönem Yeşilçam'dır. 1960'lı yıllarda, sinemanın ivme kazandığı bu dönemde Hollywood özentisi filmler çekilir. Toplumun derdinden uzak ve estetik değeri düşük olan bu tüketim eserleri ülkemizde her dönem tartışma konusu oldu. Peki, Yeşilçam Türk sinemasının neresinde?
Giriş Tarihi: 24.08.2023
09:14
Güncelleme Tarihi: 24.08.2023
10:04
YEŞİLÇAM'IN YALNIZ ÇINARI
🔹 Yeşilçam'da yönetmenler halkını tanıdıkça oyuncular da zamanla kendi yolculuklarında doğallığı ve gerçekçiliği yakalarlar. Bu noktada Yeşilçam algısını kıran ve filmlerini toplumun dertleri üzerine kuran Lütfi Ömer Akad karşımıza çıkar.
Lütfi Ömer Akad kimdir? Türk sinemasının koca çınarı olarak bilinen Lütfi Ömer Akad, 2 Eylül 1916 günü İstanbul'da doğdu. İlk filmini 1949 yılında çekti. Toplumun derdiyle dertlendiği "Göç Üçlemesi" Gelin, Düğün ve Diyet filmleri, unutulmaz yapıtları arasında yer aldı. Akad, Türk sinemasının tiyatrodan bağımsız hale gelmesini sağlayan önemli isimlerden biri oldu. Sinemacılar kuşağının temsilcilerinden olarak kendine özgü film dili kullandı. Çektiği yapıtlar ile sonraki yönetmenlere örnek olan usta isim, 19 Kasım 2011'de İstanbul'daki evinde yaşamını yitirdi.
🔹 Türkiye sinemanısının önemli yönetmenlerinden olan Akad, 70'li yılların toplumsal sorunlarını, taşradan kente göçü beyaz perdeye taşır. Usta isim, filmlerinde yöresel meseleleri konu alarak evrensel mesajlar verir. Yeşilçam kolektifi içerisinde yalnız bir figüre dönüşse de imza attığı yapımlar ile gerçek bir başarı elde eder.
GÖÇ ÜÇLEMESİ
🔹 Göçü anlamlandırma çabasında olan Gelin, Düğün ve Diyet filmleri, Türk sineması için oldukça önemli bir yere sahiptir. Yönetmenin "Göç Üçlemesi" adını verdiği filmler, Yeşilçam filmlerinin aksine toplumun meramını gerçekçi ve sinematik bir dille aktarır.
🔹 Akad'ın üçlemesinden bahseden Bostan, "Göçün farklı katmanlardan nasıl tecrübe edildiğini ve aslında biraz da tarihsel olarak nasıl tecrübe edildiğine dair farklı örnekler görürüz orada. İlkinde bakkal, belirli bir sermayesi olan gruptur. Düğün'de sermayesiz ama zanaat, ticaret yapmak isteyen bir grup vardır. Üçüncü filminde artık köyünden kopup gelmiş, tek sermayesi emeği olan bir grup. İlk iki filmde ticareti önemser. En son Diyet'te mecbur kalıp insanlar işçi oluyor" ifadelerini kullanarak toplumdaki değişen göç algısının sinemada da aynı şekilde işlendiğini söyler.
Lütfi Ömer Akad: Göç Üçlemesi