20 maddede Abdülhamid’in 33 yıllık başarısının sırrı
O, koskoca bir imparatorluğun en zor dönemlerinin mirasını omuzlarına alan bir hükümdardı. Üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı Devleti, tarihinin en zor dönemlerini yaşıyordu. Sultan Abdülhamid, tüm bu zorluklara göğüs germiş, milletinin başında dimdik ayakta duruyor, elinde tuttuğu İslam sancağından bir an olsun ayrılmıyordu. 33 yıl boyunca hükümdarlık yapan Ulu Hakan'ın başarı sırlarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 02.04.2019
09:20
Güncelleme Tarihi: 12.04.2019
17:04
Sultan'ın başka bir sırrı da merhametinin çokluğu ve düşmanını dahi af etmesiydi. Abdülhamid Han'ın en önemli özelliklerinden biri düşmanını af ederek tekrar cemiyete kazandırma çabasıydı. O, hiçbir insanın zarar görmesini istemiyordu.
İCRAATLAR LİDERİN AYNASIDIR
II. Abdülhamid Han, laf değil, icraat seven bir Sultan'dı. Halkın duasını almak için hayırlı hizmetler vermek tek gayesiydi. O halkı için vardı. Halkına samimi bir şekilde ve hiçbir şey beklemeden hizmet etmek onu çok mutlu ederdi.
Hizmetin de ancak kendisine hazırlanan komploların bertarafı ile mümkün olabileceğine inanıyordu. Memleketin felaketine çalışan ve Batılı devletlerin masası haline gelmiş yöneticileri iş başından uzaklaştırdı. İslâm bilgilerini, yani din ve fen ve ahlâk bilgilerini memleketin her yerine yaydı. Çok sayıda kültürlü din adamı yetiştirdi.
Abdülhamid Han, ülkenin içerisinde bulunduğu darboğaza rağmen, ordunun ıslahını, güçlenmesini temin etti. 1897'deki Türk - Yunan savaşının kazanılması Osmanlı ordusunun gücünü ortaya koydu. Islahatlar çerçevesinde bilhassa harp okulları ve diğer askeri okullara, ordunun belkemiğini oluşturan kurmay subay yetiştirilmesine büyük önem verildi.
Dolmabahçe Sarayı'nda oturan Sultan, tahta çıkışının ilk günlerinden başlamak üzere halkın arasında bulunuyor, halkın oturduğu yerde oturuyor, halk ile birlikte namaz kılıyor, halkın dertlerini dinliyor ve halkın ne istediğini araştırıyordu.
II. Abdülhamid Han, ibadetlerine çok ehemmiyet verir, beş vakit namazını muntazaman kılar, Kur'an-ı Kerim okurdu. Herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayda beş vakit Ezan-ı Muhammedî okunurdu. Her iş ve hareketinde İslamiyet'e uymaya çok gayret ederdi. Zulüm ve adaletsizlikten aşırı derecede korkar, hiçbir insanın zulüm görmesine razı olmazdı.