50 yıllık gezgin Evliya Çelebi kimdir?
Evliya Çelebi, gördüğü bir rüyanın etkisinde kalarak kendini yollara vurur. Peki, Çelebi'nin seyyahlık öyküsü nasıl başladı? Neden seyahatname yazdı? Gerçek ismi neydi? Sizler için, gördükleri ve deneyimlediklerini kaleme döken ve asırlara miras bırakan Evliya Çelebi hakkında az bilinenleri derledik.
Giriş Tarihi: 31.08.2019
11:19
Güncelleme Tarihi: 01.09.2019
09:33
GEZME MERAKI NASIL BAŞLADI?
Kanuni'nin Zigetvar Seferi'nde, önemli hizmetleri olan babasının çevresindeki kişilerin serüvenlerini hikâye ettikleri aile sohbetlerinde bulunduğu süre boyunca, dünyayı gezip görme merakı duymaya başladı. Asıl adı Mehmed olan Evliya Çelebi, yirmili yaşların başında, İstanbul içinde gezerek gördüklerini duyduklarını kaleme almaya başladı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ve çevresinin eksiksiz bir tasvirini ve seyahatlerin eksiksiz bir kaydını sunmaktır.
SEYAHATNAMELERİNİN ÖZELLİKLERİ NEYDİ?
Bütün gezip gördüğü yerleri okuyucuya anlattığı on ciltlik Seyahatname, sadece gözlemlere dayalı aktarmaları ve anlatımları içermekle kalmayıp, araştırıcılar için önemli inceleme ve yorumlara da olanak sağlayan bu eser, belirli bir çalışma alanını değil, insanla ilgili olan her şeyi kapsar.
Bu yönüyle Seyahatname, Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir.
Çelebi'nin ne zaman öldüğü ve mezarının nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir.
SEYAHATNAMESİNİN DİLİ NASILDIR?
Evliya Çelebi'nin yazılarında genel olarak bir ifade güzelliği hâkimdir. Üslûbu ise yer yer görülen gramer hatalarına rağmen okuyucuyu cezbeder. Anlatımında rastlanan yazı diline uymayan bazı şekiller, ilgili yöre halkının konuşma dilini verme amacına yönelik olmalıdır. Nitekim Evliya Çelebi gezdiği yerlerdeki halkın diline ve konuşma şekillerine özel bir önem vermektedir. Sade ve samimi ifadesi, konuşur gibi kaleme alınmış cümlelerle herkese hitap etmeyi amaçlamıştır.
Bazı araştırmacılar Seyahatnâme'yi bir hâtırat olarak da görmüşlerdir. Evliya Çelebi olaylara çok defa alaycı bir tavırla yaklaşır. Karşılaştığı kimselerin taklidini yapmaktan çekinmez. Bazen naklettiği şeyi daha da renklendirmek için uydurma bir haber veya hadise ortaya atar. Bu arada okuyucunun ilgisini çekmek maksadıyla aklın almayacağı garip olaylara yer verdiği de görülür.