Abdülhamid'in az bilinen 10 eseri
Sultan II. Abdülhamid, payitahtın dört bir yanında yeni eserler yaptırdı ve eski eserleri ihya etti. Bugün İstanbul'daki 68 askeri yapıdan 37'sinin II. Abdülhamid Han'ın eseri olduğunu biliyor musunuz? Ya da Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin kurulması için şahsi bütçesinden yardımda bulunduğunu? Sizler için, Abdülhamid'in az bilinen 10 eserini derledik.
Giriş Tarihi: 16.04.2019
14:59
Güncelleme Tarihi: 15.09.2019
19:37
HAYDARPAŞA DALGAKIRANI (MENDİREK)
Kadıköy'de Haydarpaşa Liman önünde yer alan dalgakıran, 1902 yılında Sultan II. Abdülhamid Han tarafından Mimar Vallury'e, vapurların lodoslu havalarda iskeleye rahat yanaşması amacıyla yaptırılmıştır.
1889 yılında Almanlar tarafından kurulan Anadolu-Osmanlı Demiryolu Şirketi vasıtasıyla hat Ankara'ya kadar uzatılır. Ancak istasyon binasının yapılması ve renlerin çalışması, daha çok mal hareketini sağlamıştır.
Bu durumda istasyondan rıhtıma kadar demiryolu döşenmiş, oradan gemilerle irtibat kurulabilmiştir. Fakat rıhtımın lodos dalgalarına açık olması, gemilerin yanaşabilmesini zorlaştırmaktadır.
Şirket önce Selimiye Kışlası'nın altından bir tünelle, lodos almayan Üsküdar sahiline tren yolunu uzatmayı ve limanı oraya tesis ederek gemilerle o şekilde irtibatlaşmayı planlamıştır. Bu projeye ordu izin vermeyince, 23 Mart 1889 tarihinde Haydarpaşa'ya rıhtım inşasına karar verilmiştir.
1889 yılında liman inşasından önce, lodos dalgalarına karşı dalgakıran inşa edilir, ardından liman için çalışmalar başlatılır. Limanın temel atma töreni için Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıldönümü olan 1 Eylül 1900 günü planlanır. Bu anlamda dalgakıranın ortasına bir hatıra sütunu dikilir.
Ancak temel atma töreni tüm gayretlere rağmen planlandığı gün gerçekleşememiş, 17 Teşrinisani 1902 tarihinde yapılabilmiştir. Ne yazık ki dalgakıran üzerindeki kitabe, tuğra ve arma sökülmüş ve günümüzde bu kısımlar boş durmaktadır.
Sultan II. Abülhamid tarafından yaptırılan İstanbul'un simge yapılarından birisi sayılan Sirkeci Garı, inşa edildiği tarihte Batılılar tarafından Doğunun kapısı Osmanlı toplumu için ise Batıya açılan kapı olarak algılanmaktaydı. Sirkeci Tren Garı, mimari açıdan bakıldığında 19. yüzyıl İstanbul'unun siluetindeki modern binalarla yerli binaların uyumunu sergilemektedir. İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan demiryolunun yapım serüveni Sultan Abdülaziz döneminde başlar.
İstanbul'u Avrupa'ya demiryolu ile bağlama serüveni ise Sultan II. Abdülhamid döneminde de devam eder ve İstanbul'dan Viyana'ya ilk tren seferi, 12 Ağustos 1888 tarihinde gerçekleşmiştir. Avrupa'dan gelen yolcuları İstanbul'da karşılamak için büyük ve görkemli bir gar binası yapılması düşünülmüştür. Büyük bölümü tek katlı olarak planlanan gar binası 19. yüzyıl Avrupa oryantalizminin İstanbul'daki en görkemli örneği sayılabilir.