Abdülhamid’in çağlar aşan müzesi: Müze-i Hümayun
Sultan II. Abdülhamid, payitahtın dört bir yanında yeni eserler yaptırdı ve eski eserleri ihya etti. Peki, Abdülhamid'in döneminde yapılan kamu binaları arasında Müze-i Hümayun binalarının da yer aldığını biliyor muydunuz? Ya da dünya üzerinde müze binası olarak tasarlanan ve bu amaçla kullanılan ilk 10 müze arasında yer aldığını? Sizler için, Abdülhamid'in iradesi ile tarihe yön veren müzeyi derledik.
Giriş Tarihi: 25.06.2019
09:14
Güncelleme Tarihi: 25.06.2021
15:48
21 Şubat 1884 tarihinde yürürlüğe giren Asar-ı Atika Nizamnamesi'ni hazırlayan Osman Hamdi bey, bu nizamname ile her eski eserin devletin malı olduğunu vurgulamış ve 1869 nizamnamesinde yer alan kazı yapanlara ve arazi sahibi pay verilmesi usulünü ortadan kaldırmıştır. Ayrıca eski eserlerin yurt dışına çıkarılamayacağı hükmü de bu nizamnamede belirtilmiştir.
Osman Hamdi Bey'in en önemli katkısı olan bu nizamname ile Osmanlı topraklarında çıkarılan eski eserlerin müzeye aktarılmasına imkan sağlamıştır. Osman Hamdi Bey müze ve eski eserlerin korunması için yaptığı çalışmaların yanı sıra, Müze-i Hümayun adına yapılacak olan arkeolojik kazılar içim devlet bütçesinden ödenekler ayrılmasını da sağlamıştır. Kendisi de arkeolojik kazılara katılarak müzeye çok değerli eserler kazandırmıştır.
1887-1888 yılları arasında Osman Hamdi Bey tarafından yapılan Sidon Kral Nekropolü kazasından İstanbul'a getirilen İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi gibi ihtişamlı eserlerin sergilenebilmesi için yeni bir müze binasına ihtiyaç duyulmuştur.
Osman Hamdi Bey'in isteği üzerine Çinili Köşk'ün karşısına inşa edilen ve Müze-i Hümayun yani İmparatorluk Müzesi olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 13 Haziran 1891'de ziyarete açılmıştır.
Dünyanın en zengin Yunan-Roma heykel ve lahit koleksiyonlarından birine sahip olan müzenin ilk bölümü 13 Haziran 1891'de, ikinci bölümü 7 Kasım 1903 yılında açılan ek binanın üst katında bir de kütüphane bulunmaktadır.
Günümüzde de hizmet vermeye devam eden müze kütüphanesinin koleksiyonu oldukça zengindir. Kurulduğu tarihten itibaren müze kütüphanesinin koleksiyonu satın alma ve bağış yoluyla gelişmiştir. Müze kütüphanesine en önemli bağış 5.000 cilt ile Ahmed Cevad Paşa tarafından yapılmıştır.