Arama

Ansiklopedik risaleleriyle tanınan felsefe topluluğu: İhvan-ı Safa

İhvân-ı Safâ, 10. yüzyılda Abbasi Devleti'nin son dönemlerinde ortaya çıkmış, dini, felsefi ve siyasi çekişmelerin yaşandığı bir devirde çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmüştü. Buna karşın görüşleri ve kaleme aldıkları risaleler, daha o yüzyılda geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Kendilerini dini ve ahlaki kaygılarla ortaya çıkan bir topluluk olarak tanımlayan İhvân-ı Safâ topluluğu, bağnazlık, fikir ve mezhep çekişmelerini gidermeyi hedeflemişti.

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 12
  • 13
İHVÂN-I SAFÂ’NIN DİN ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ
İHVÂN-I SAFÂ’NIN DİN ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ

İhvân-ı Safâ'ya göre din, toplumun huzur ve mutluluğu için zorunludur ve din duygusu insanın fıtratında mevcuttur.

🔸 Onlara göre bütün insanların bir tehlike veya musibet anında Allah'a sığınıp O'ndan yardım istemeleri bunun açık örneğidir.

🔸 Dinin ahlaki hedefini sürekli ön plana çıkaran İhvân-ı Safâ, peygamberlerin çabalarının hem din hem dünya işlerini düzeltmek olduğuna dikkat çekmişlerdir.

🔸 Peygamberlerin nihaî amaçlarının insanları kötülüklerden ve dünyaya gereğinden fazla bağlanmaktan kurtarıp ahiret mutluluğuna ulaştırmak olduğunu ifade etmişlerdir.

🔸 Peygamberlerin dinlerinin adı, sünnetleri, ibadet zamanları, yer ve biçimleri farklı da olsa hepsinin gayelerinin aynı olduğunu söylemişlerdir.

(x)🔍 Müslüman âlimlerin felsefesinden 'mutluluk'

METAFİZİK HAKKINDAKİ FİKİRLERİ

🔸 İhvân-ı Safâ, metafiziğin ilk aşamasının insanın önce kendini bilmesi ve tanıması ile gerçekleştiğini belirtmiştir.

🔸 Bu doğrultuda âlemi görünen ve görünmeyen olarak "zâhir" ve "bâtın" şeklinde ikiye ayırmış; görünenin görünmeyenin en belirgin delili olduğunu savunmuşlardır.

🔸 Topluluğa göre görünür âlemde önce insanın kavranması gerekir. İnsan, düşünen ve bilen bir varlık olarak önce kendini tanımalı, sonra evreni kavramaya yönelmelidir. Bütün bunlar ise onun Yaratıcı anlayışının temellerini oluşturacak ve doğru çıkarımda bulunmasını sağlayacaktır.

🔸 Cevherleri de cismanî ve ruhanî olarak iki grupta inceleyen İhvân-ı Safâ, duyu organları ile algılanabilenleri cismanî, zihinde tasavvur edilen akıl ve düşünme ile kavranabilenleri ise ruhanî olarak sınıflandırmıştır.

🔸 Gök cisimleri, doğal varlıklar ve bunlardan meydana gelenler cismanî, var oluşta Allah'ın aracısız yarattığı akıl, nefis gibi unsurlar ruhanî cevherlerdir.

🔸 Allah ise ne cismanî ne de ruhanî olarak nitelendirilir; zira o cismanî ve ruhanî tüm varlıkların sebebidir. Başlangıcı ve sonu yoktur, fâildir; dilediğini dilediği zaman yapan ve yaratandır.

🔸 İhvân-ı Safâ, cismanî âlemdeki oluş sırası ve düzenine de değinmiş; madenler, bitkiler, hayvanlar ve insandan ibaret dört varlık tabakası belirlemiştir. Bu, aynı zamanda varlıkların geliş sırasını da ifade etmektedir.

🔸 Bazı araştırmacılar tarafından Darwin'in evrimcilik anlayışının habercisi olarak görülse de İhvân-ı Safâ'nın vurgusu Darwinci anlamda bir evrim değil, türler arasındaki derecelenme ve yakınlıktır.

  • 13
  • 13
İSLAM ÂLİMLERİNİN RİSALELERE DAİR FİKİRLERİ
İSLAM ÂLİMLERİNİN RİSALELERE DAİR FİKİRLERİ

İhvân-ı Safâ'nın kaleme aldığı risalelerin Müslüman âlim İbn-i Sina'nın dikkatini çektiği düşünülmektedir.

🔸 Muhaddis ve Şâfiî fakihi Beyhakî, İbn-i Sina'nın babasının bu risaleleri sürekli okuduğunu; İbn-i Sina'nın da zaman zaman bu eseri incelediğini belirtmiştir.

🔸 Ancak bizzat İbn-i Sina, İsmâilî propagandacıların felsefi telkinlerine kapalı olduğunu belirtmiştir.

🔸 12. yüzyılda yaşayan Müslüman âlim Gazzali de İhvân-ı Safâ'ya ilişkin görüş bildirmiş ve onların felsefi tavrını eleştirmiştir.

🔸 Gazzali, İhvân-ı Safâ'nın Pisagor'un bozuk felsefesinden etkilendiğini ve risalelerinde bu felsefenin anlatıldığını ifade etmiştir.

🔸 Fıkıh, hadis, edebiyat, felsefe, mantık ve dinler tarihine dair çalışmalarıyla bilinen İbn Hazm, İhvân-ı Safâ'yı yıldızların bu âleme etkisi konusundaki düşünceleri nedeniyle şirk ile itham etmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN