Arama

Avrupalı seyyahın gözünden köleleri evlat sayan medeniyet

Fransız seyyah Abdolonyme Ubicinni, uzun süre İstanbul'da yaşamış, Osmanlı medeniyetine hayran kalmıştı. Batı'nın kalıplaşmış ön yargılarını yıkarak, Türklerin erdemlerini, onurlarına düşkünlüğünü, sade yaşantılarını, ağır başlılıklarını, inceliklerini gerçekçi bir tutumla anlattı. İstanbul'un sokaklarında dolaşıp, kahvehanelerine uğradı, bazı hanelerine misafir oldu. Peki, Avrupalı seyyah Abdolonyme Ubicinni, köleleri evlat sayan Osmanlı'yı nasıl anlattı?

Türkiye'de kölelerin durumu, evin öteki hizmetkârlarından farklı değildir. Köle ailesinden ayrılmış garip kişi olduğundan efendisi ona daha merhametli davranır. Neden kötülük etsin, o hayvanları bile koruyan Allah'ın nezdinde sevaplı kişi olmaya gayret eden insandır. Ona oğlum diye hitap eder, emirleri sert değildir, onu aşağılamaya kalkmaz.

Kendisi efendi, o köledir. Allah öyle istemiş, aksi de olabilirdi. Çocuksa onu okula gönderir; birkaç yıl hizmetten sonra azat eder, hatta çoğu zaman kendi kızıyla evlendirir. Orduya veya sivil hizmetlere girmesine önayak olur. Böylelikle birçok köle devlet hizmetlerinde üst mertebelere kadar ilerlemiştir. Mesela Rıza, Halil, Mehmed Ali paşalar ve daha çokları.

  • 10
  • 10

Ancak bu göz kamaştırıcı kader cilveleri beyaz köleler, Gürcü ve Çerkezler için söz konusu olabilir. Köle kadınlar çoğunlukla Çerkezistan ve Kafkasya'dan getirilir. Yurtlarından pek küçük yaşta uzaklaştırıldıklarından eskiye ait hemen hemen hiçbir hatıra saklamış olamazlar, bu sebeple de yurtsuzluk ve ailesizlik acısını çekmezler.

Onlar için yurt da ile de haremdir. orada büyümüşlerdi. Şimdi orada hizmet görmektedirler. Ve belki de günün birinde oranın hanımefendisi olacaklardır. Daha kimler bu yollardan geçtiler ve onun kadar güzel ve hünerli olmadıkları halde gönençli yaşantılara kavuştular.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN