Arama

Bilinmeyen tarihimiz: cehennem adası Nargin

  • 8
  • 19
Binlerce Türk askerinin esir tutulduğu Nargin Adası
Binlerce Türk askerinin esir tutulduğu Nargin Adası

Ruslara esir düşen Türklerin Tiflis ve Bakû gibi şehirlere getirilmesi, Çarlık yönetimi açısından ciddi bir rahatsızlık yaratmıştı. Bunun sebebi de Kafkas halkının önemli bir kısmının dini ve etnik açıdan esir düşen Türklerle aynı kökten olmasıydı.

İşte bu ortamda Çarlık yönetimi, kötü durumdaki Türk esirlerin halkın üzerinde bırakacağı tesiri de göz önünde tutarak, esir kamplarını özellikle halkın dikkatlerinden uzak, herhangi bir irtibat riski olmayan yerlerde kurmayı planlamıştı. Daha önceleri ağır suçluların tutulduğu bir hapishane olarak kullanılan Nargin Adası da bu amaca uygun olarak düşünülmekteydi.

1916 yılında Kafkas cephesinden gelen Türk esirlerin durumu Azerbaycan Türkleri arasında büyük bir infial uyandırmıştı. Azerbaycan Türk gazeteleri Bakû'ye getirilen Türk esirlerinin sayısı ve durumları hakkında bilgi verirken24 Anadolu'dan gelen yardım çağrılarını da yayımlayarak, halkı bu konuda destek olmaya çağırıyorlardı.

İlk tepki ve girişimler Anadolu'da işgal edilen yerlerde tutsak edilen, ancak asker olmayan Türk esirleri ile ilgiliydi. Çünkü savaşla ilgisi olmayan kendi kan ve dinlerinden olan bu insanların esir muamelesi görmesini büyük bir haksızlık olarak görmekteydiler.

Bakû Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Erzincan Temsilcisi Abdulmabut Bey, Bakû'deki merkeze gönderdiği telgrafında şunları yazmaktaydı:

"Nargin Adası'nda ve Tiflis'teki hapishanede külli miktarda Türk esiri var ki, ne bu muharebede askerlikte bulunmuşlar, ne kabaklarda(önce). Lakin Rus birlikleri Türkiye toprağına sokuldukta, yalan danışlar ve provakatiya neticesi olarak hapsedilmişlerdir. Bunların arasında 90 yaşında kişiler dahi vardır. Ben telgraf ile Kafkasya Komisarlığı Sadrı'na ve Doktor Sultanov'a müracaatla asker olmayan Türk esirlerinin bırakılmaları hakkında teşebbüste bulunmalarını istida etmiştim. Atalar ve kardaşlar, fitne ve yalan danış kurbanı olan bu zavallıların müdafaa ve muhafazasına ses kaldırın.

Erzincan - Bakû Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Vekili Abdülmabud"

Bilinmeyen tarihimiz: cehennem adası Nargin

Cemiyet, ilk olarak Nargin Adası'nda giyecek ve yiyecek sıkıntısı çeken Türk esirlerin yararına olmak üzere halktan yardım toplamaya başladı.

Ayrıca Cemiyet, esirlerin resmi korumacılığını üzerine aldığından, haftada bir gün (Pazar günleri) Nargin'deki Türk esirlerinin Bakû'ye çıkarılarak gezdirilebilmesi için de izin alabilmişti. Böylece Türk esirlerin haftada bir gün de olsa o çok kötü şartlardan kurtulup rahat etmeleri, dinlenmeleri sağlanıyordu. Bu tarihlerde Bakû'de bulunan Fahrettin Erdoğan hatıralarında şunları aktarıyor:

"... Erzurum'un düşmesinden sonra Rus cephesi Erzincan'a kadar ilerlemiş, burada esir edilen subay ve erleri Sibirya'ya değil, Bakû'nün karşısında Hazar Denizi'nin ortasındaki Nargin adasında esirler kampında topluyorlardı. Her Pazar bu kampta bulunan esir subaylar muhafızlarla şehri ziyarete geliyorlardı. Biz de onları görmek için iskeleye gittik. Halk yığılmış , otomobiller sıralanmış, içinde genç kızlar yolcuların gelmesini bekliyorlardı. Bu otomobildekilerin kimler oldu ğ unu sordum. Bakû milyonerlerinin kızları olduklarını öğ rendim. Mesela Topçubaşı Ali Merdan Bey'in, Nagiyov, Tagiyov ve Kuluyovların hususi taksilerindeki kızları en başta duruyordu. Motörler yanaştı. Esir Türk subayları kıyıya çıktılar. Taksiden çıkan kızlar birer ikişer mevcuduna göre subayları kollarından tutup taksilere oturttular. Şehrin her tarafını gezdirdikleri gibi subayların ve kamptaki arkadaşlarının ihtiyaçlarını mağazalardan alıyorlar ve paraları Cemiyet-i Hayriye tarafından ödeniyordu. Bunları evlerine götürerek öğle yemeklerini aileleri arasında yedirttikten sonra tekrar taksilerle aldıkları kıyıya getirip teslim ediyorlardı..."

  • 10
  • 19
Azerbaycan Türkleri, esirlerin kurtulması için çok çaba gösterdi
Azerbaycan Türkleri, esirlerin kurtulması için çok çaba gösterdi

Azerbaycan Türkleri, Nargin'deki Türk esirlerin durumlarını iyileştirmek, ihtiyaçlarını karşılama gibi faaliyetlerin dışında, onların adadan kaçmalarına yardımcı olmak için çok çaba sarfetti; mesela 1915 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında "Türk Bayramı Günü"nde sekiz Türk esir subay şehre bırakıldı ve bir daha geri dönmedi. Büyük ihtimalle bu esirlere Cemiyet üyeleri tarafından yardım edilerek, İran'a kaçmaları sağlanmıştı.

Yine aynı dönemlerde Nargin Adası'ndan Türk esirlerinin kaçırılması amacıyla birçok girişimler olmuştu; Kafkasyalı Türk gençleri tarafından kurulan "Kafkasya Müslüman Talebeleri Komitesi" bizzat Türk esirlerin kaçırılması faaliyetlerine katılmıştı.

Azerbaycan milli burjuvazisinin önde gelenlerinden birisi olan Murtaza Muhtarov, adadan Türk esirlerinin kaçırılmasında önemli rol oynadığı biliniyor.

  • 11
  • 19
"Burası öyle bir makberdir ki, bin kadar adem kenarında oturup, növbesini bekliyor."
Burası öyle bir makberdir ki, bin kadar adem kenarında oturup, növbesini bekliyor.

Yine ihtilâl sonrası açılan ve esirlere yardım eden cemiyetlerden birisi de "Muhtaçlara Kömek (Yardım) Cemiyeti" idi.

Bakû Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından açılan bu cemiyetin görünürdeki amacı bütün muhtaç Müslümanlara yardımcı olmakla beraber, asıl amacı Azerbaycan'da, özellikle Nargin Adası'nda bulunan Türk esirlerinin ihtiyaçlarını karşılamaktı.

Muhtaçlara Kömek Cemiyeti yardım toplama faaliyetlerine başlarken bir taraftan da gazetelere vermiş olduğu yazılarla Azerbaycan Türklerini yardıma çağırıyordu.

  • 12
  • 19
Bilinmeyen tarihimiz: cehennem adası Nargin

Gerek cemiyetler ve partiler, gerekse Azerbaycan halkının fedakârca yapmış oldukları yardımlar sayesinde, I. Dünya Savaşı'nda esir düşerek Bakû'ye ve Nargin Adası'na getirilen Anadolu Türkleri bir nebzede olsa yaralarını sarabildi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN