Büyük Cihangir, 500 yıl önce dünyaya gözlerini yumdu
Osmanlı tarihinin en büyük mareşali ve dünya harp tarihinin en büyük isimlerinden biri olan Yavuz Sultan Selim, 1512-1520 yılları arasındaki 8 yıllık hükümdarlığına büyük zaferler sığdırdı. Kaleler değil ülkeler fethetti.
Giriş Tarihi: 27.09.2020
11:13
İran seferi dönüşü sırasında, Turnadağı Savaşı'nda Dulkadirliler mağlup edildi. Dulkadirli toprakları Osmanlı hakimiyetine geçti. Memlük Devleti ile aralarında tampon olan bu beyliğin ortadan kalkmasıyla Suriye ve Mısır yolu Osmanlılar'a açıldı.
Yavuz Sultan Selim, Çaldıran seferinden dönerken Doğu Anadolu'da saygın bir isim olan Şeyh Hüsameddin'in oğlu İdris-i Bidlisî'yi Kürt beylerine gönderdi. Mahalli Kürt beyleri bu dönemde Safevî baskısı altındaydı. Çaldıran Savaşı'ndan sonra Doğu Anadolu'da Safevî otoritesi sarsılınca Kürt beyleri İran'a karşı harekete geçtiler. İdris-i Bidlisî'nin tek tek dolaştığı Kürt beylerinden 25'i Osmanlı hakimiyetine girdi.
Yavuz, 1516'da Memlük Devleti üzerine sefere çıktı. Mercidabık ve Ridaniye muharebeleriyle Memlük Devleti'ni ortadan kaldırdı. Ortadoğu Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlılar Haremeyn'in hizmetkârı oldular. Suriye ve Mısır'ın ele geçirilmesiyle Osmanlılar, Hindistan ticaret yollarının önemli bir kısmına hakim oldular. Portekizliler'in, Arabistan Yarımadası'nda ilerlemeleri durduruldu ve bu sayede Hindistan'dan mal akışının önemli bir kısmı tekrar Osmanlı ülkesi üzerinden Avrupa'ya yapılmaya başlandı. Bilhassa Mısır'ın fethedilmesi Osmanlılar açısından İstanbul'un fethi kadar önemlidir. Mısır'ın alınmasıyla Hindistan ticareti dolayısıyla, buradan elde edilen gelirler Osmanlı İmparatorluğu'nu ekonomik yönden güçlendirdi.
10 soruda Yavuz Sultan Selim ve hilafet
BİZİ BUNCA ZAMANDAN BERİ KİMİNLE BİLİRDİN?
Yavuz, ömrünün son günlerinde Edirne'ye gitmişti. Buraya gitmeden önce sırtında çıkan şirpençe denilen bir çıbandan muzdaripti. Bu çıbanı hamamda sıktırıp, ovdurtması ve ardından Edirne'ye at ile gitmeye çalışması hastalığının sıkıntılarını iyice artırdı. Padişahın hastalığı artınca Çorlu yakınlarında babası ile savaştığı yerde, 40 gün konaklandı. Yavuz'un hastalığı günden güne iyice ağırlaştı.
Sultanın hastalığı boyunca yanında gece gündüz musahibi Hasan Can vardı. Büyük hükümdarın son günlerinde ikisinin aralarında şu konuşma cereyan etmişti: Yavuz, musahibine "Hasan Can bu ne haldir?" diye sorunca, Hasan Can, "Sultanım Cenab-ı Hakk'a teveccüh edip Allah'la beraber olacak zamandır" cevabını verdi. Yavuz "Bizi bunca zamandan beri kiminle bilirdin? Cenab-ı Hakk'a teveccühümüzde kusur mu gördün" deyince Hasan Can, "Haşa ki bir zaman zikri Rahman'dan şaştığınızı görmedim. Lâkin bu zaman başka zamana benzemediğinden ihtiyareten cesaret eyledim" dedi.