Büyük Zafer tarihi belgelerde
Türk ordusunun 96 yıl önce zaferle taçlandırdığı kahramanlık destanının tarihi belgeleri, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığında özenle korunuyor.
Giriş Tarihi: 30.08.2018
11:50
Güncelleme Tarihi: 30.08.2018
13:16
Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey'e 29 Ağustos'ta yazdığı bir diğer telgrafında ise "Kocaeli mıntıkasında muharebenin devam etmekte olduğunu, Eskişehir cephesinde tespit edilebilen düşman fırkalarında geri çekilme alameti görüldüğünü, Afyon'un batı ve güney cephelerinde yoğunlaşan düşman güçlerinin 26 ve 27 günlerinde cereyan eden meydan muharebesi neticesinde tamamen mağlup edilerek batı ve kuzeybatı istikametlerinde düzensiz şekilde çekilmekte olduklarını, düşmanın toplanmasına imkan bırakmamak için gereken tedbirlerin alındığını, düşmanın terk ettiği top, mühimmat ve malzeme miktarının arttığını, düşmanın zayiatının çok ama Türk ordusunun zayiatının az olduğunu" bildiriyor.
Atatürk, 31 Ağustos'ta Rauf Bey'e gönderdiği bir telgrafta da 26 Ağustos'ta başlayan Afyonkarahisar Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin 31 Ağustos 1922 sabahında sona erdiği, beş gün beş gece kesintisiz devam eden muharebenin ayrıntılarına ilişkin bilgiler ile Kütahya'nın işgal edilerek düşmanın mağlup ve perişan edildiğini top, cephane, alet ve edevatıyla otomobil, araba ve her türlü malzeme ve eşyalarını bırakmak zorunda bırakıldığını aktarıyor.
31 Ağustos 1922'de, Dumlupınar'dan Ankara'ya gönderilen, 36 saat süreyle devam eden Afyonkarahisar Dumlupınar Meydan Savaşı'nın durumu hakkında geniş bilgilerin verildiği telgraf da belgeler arasında yer alıyor.
Telgrafta düşmanın nasıl geri çekilmeye zorlandığını anlatan Mustafa Kemal Atatürk, şu ifadelere yer verdi:
"Çeşitli safhalarda bu çarpışmalar sırasında topçularımız büyük bir faaliyet ve ustalıkla düşmanı sıkıştırdı. Piyadelerimiz kısa kısa ateş savaşlarından sonra gece ve gündüz süngü hücumları ve bomba baskınlarıyla düşman birliklerinin büyük karargahlarının içlerine kadar girdi. Düşmanın kaçış güzergahları üzerinde bulunan atlı birliklerimiz bir taraftan topçularını kullanırken diğer taraftan yalın kılıç düşman içlerine saldırdı. Savaş ve keşif uçakları bomba ve makineli tüfekleriyle yukarıdan saldırdı. Her taraftan yıldırım etkisi yapan bu saldırılar karşısında düşman ordusunun büyük bölümü yenilerek kıtaları birbirine karışmış halde ikiye bölündü."
Birliklerin düşmandan önce Dumlupınar mevzilerini tutması ve süvari birliklerinin savaş alanının kuzeybatısından yollara hakim olması sayesinde Kızıltaş deresi içinde düşmanın sıkıştırıldığını belirten Mustafa Kemal Paşa, birliklerin güneşin doğuşuyla süngü ile düşman içine dalıp yenilgiye uğrattığını, varını yoğunu terk eden düşmanın dere ve ormanların içinde perişan bir hale geldiğini bildirdi.