Çelikten Mezar Dumlupınar Denizaltısı
70 yıl önce Çanakkale Boğazı'nda serin, sessiz ve karanlık bir gecede gerçekleşen bir olay, tüm ülkenin dikkatini Çanakkale'ye çekmişti. Naboland isimli bir İsveç yük gemisiyle çarpışan TCG Dumlupınar hızla dibe batmıştı. Kurtarma çalışmaları ile geçen üç günün ardından gerçekleşen kaçınılmaz facia, ülkemizi yasa boğmuş ve çaresiz bırakmıştı. Denizcilik tarihimizin en acı hikayelerinden olan Dumlupınar Faciası'nın bilinmeyenlerini araştırdık.
Giriş Tarihi: 21.08.2023
12:19
Güncelleme Tarihi: 22.08.2023
11:11
Sesli dinlemek için tıklayınız.
72 SAAT
◾ 02.15'te gerçekleşen çarpışmada İsveç gemisi de Eceabat'taki 10 numaralı Gümrük motoruna "Çanakkale'den 3 mil mesafedeki mevkide meçhul bir denizaltı ile çarpıştık. Acil yardıma ihtiyacımız var." haberini bildirmişti. Atılan havai fişeklerle de hızlıca yeri tespit edilen Dumlupınar Denizaltısı için kurtarma çalışmaları başladı.
◾ Denizaltının barometresinde 267 kadem hava vardı ki bu da 72 saat için yeterliydi. Denizin 90 metre altında 22 denizci çaresizce kurtarılmayı bekliyordu. Kazadan 10 saat 25 dakika sonra Nara Burnu 'na ulaşan Kurtaran gemisi, ters akıntıdan dolayı çan sistemini kolayca bağlayamamıştı ve bunun üzerine dalgıç subaylar devreye girmişti.
◾ 4 Nisan 15.00'de denizaltına ulaşan dalgıçlar kurtarma çanını yanlış yere sabitledi ve çanın tekrar bağlanması için halatı çözmeye çalışırken halat koptu. Kopan halat sertçe savruldu ve şamandıraya da çarptı. Batan şamandıra ile tüm kurtarma ümitleri de battı.
ÇELİKTEN MEZAR
◾ Sabah olduğunda deniz yüzeyine bir ceset çıkmıştı. Bu torpidoda kurtarılmayı bekleyen denizcilerden Astsubay Ulvi Erharaz'dan başkası değildi. Yeni doğan çocuğunu görme ümidiyle imkansızı zorlayan astsubay, denizdeki basınçla bilincini kaybetmiş ve şehit olmuştu. Bu olay üzerine son çare olarak dalgıçlar dibe dalış yaptı. Olay olduğundan bu yana tüm Türkiye radyolara kitlenmiş ve umutla beklemişti.
◾ Gün geçtikçe umutlar tükeniyordu. Akıntı dalgıçlara zorluk yaşatıyor, zaman hızla geçiyordu. Üstçavuş Nurettin Ersoy ölümü göze alarak elindeki telle 80 metreye kadar dalış yapsa da basınç ve akıntı ile ağzından kan gelmesiyle yüzeye çekilerek tedaviye alındı.
◾ Ölümden kıl payı kurtulan dalgıç kendine geldiğinde ilk sözü, "Tel şamandıraya bağlandı mı?" oldu. Başarısız olduğunu duyunca çok üzülen dalgıç sonraki dönemde Cumhurbaşkanı olacak olan Tuğamiral Fahri Korutürk'e "Emredin komutanım yine dalayım." dese de onay alamadı.
(X) İkinci Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren 8 önemli olay
SON SÖZ: VATAN SAĞ OLSUN
◾ Zaman geçtikçe ümitleri azalan mürettebatla son bağlantı kurulduğunda Astsubay Suat Bey, denizaltındaki Selami Özben 'e "Evlat, arkadaşlarına söyle konuşabilir, sigara içebilirler hatta türkü veya şarkı da söyleyebilirler." der. Bu cümle her şeyi anlatmaya yeter. Son nefeslerini vermeye hazırlanan bahriyelilerin cevabı ise "Ailemize, milletimize selam söyleyin. Vatan Sağ olsun…" olmuştur.
◾ Dumlupınar Faciası'nda şehit düşen 81 denizcinin arkasından 7 Nisan 15.00'da Başaran Fabrika gemisinde tören düzenlendi ve denize çelenk bırakıldı. Ertesi gün tüm radyo ve gazetelerde büyük acının kesin sonu ilan edildi. Gazetelere "Kan Ağlıyoruz" manşetleri atıldı. Halk deniz kıyısında şehitlerini anmak için toplandı. Dumlupınar Denizaltısı'nın batmasından sorumlu görülen İsveç ve Türk tarafları yargılandı, hapis ve para cezası verildi.
◾ Ne yazık ki Türk Denizcilik tarihinde batan ilk denizaltı Dumlupınar değildi. Aynı isimde, 1932 yılında Haydarpaşa'da gaz tankerine çarparak batan İtalyan yapımı Dumlupınar Denizaltısı da vardı. Bu olaydan sonra 1972 'de yeni bir Dumlupınar Denizaltısı hizmete girdi.
◾ Fakat maalesef bu denizaltı da 1 Eylül 1976 tarihinde Çanakkale Boğazı'nda Sovyet bandıralı Sızik Vavilov gemisiyle çarpıştı. Kaptanın ani hamlesiyle bu sefer can kaybı yaşanmasa da ardından çıkan yangında denizaltı ağır hasar aldı ve devre dışı bırakıldı.
◾ Son olaydan sonra hiçbir denizaltına Dumlupınar adı verilmedi. Günümüzde her yıl 4 Nisan, Çanakkale'de anma töreni gerçekleştiriliyor.
(X) Zaferler ayı: Ağustos