Eski Türk kavimlerinden dünyaya tıbbi miras
Tüm dünyanın birçok hastalıktan korunmak amacıyla kullandığı "aşı", bizlere eski Türk kavimlerinden miras kalmış ve asırlar boyunca Anadolu coğrafyasında yaşatılan bir yöntem olmuştu. Günümüzde içeriğinde kullanılan maddeler nedeniyle tartışmalı bir konu olan aşı, bundan yaklaşık üç yüz yıl önce Anadolu topraklarından Avrupa'ya götürüldüğünde ilk etapta reddedilmiş; ancak işlevinin kanıtlanması sonrası birçok hastalığın önüne geçilmişti…
Giriş Tarihi: 08.10.2018
18:32
Güncelleme Tarihi: 08.10.2018
18:35
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VİRÜSE KARŞI DİRENÇ KAZANIR
Aşı, hastalık yapan bir organizmanın zayıflatılmış ya da etkisiz hale getirilmiş bir dozunun hastaya verilmesi yöntemidir.
Bu şekilde zerk edilen etkisiz virüs, bağışıklık sisteminin ilgili hastalığa karşı antikor üretmesini sağlar. Günümüzde, yeni bir aşının geliştirilebilmesi için yedi ila sekiz yıla ihtiyaç duyulur; güvenli olduğunun onaylanabilmesi için tüm yeni aşılar üzerinde yoğun testler yapılması gerekir.
TÜRKLERİN ASIRLAR ÖNCE GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ KEŞİF
Türkler, büyükbaş hayvanların memelerinden alınan inek çiçek hastalığı mikrobuyla aşılanan çocukların, çiçek hastalığına yakalanmadığını keşfetmişlerdi.
Bu tür aşılama ve çiçek aşısının diğer türleri, 1716 ve 1718 yılları arasında İstanbul'da görevli büyükelçinin ünlü kâtibesi ve eşi Lady Montagu tarafından İngiltere'ye götürüldü.
Lady Montagu, oğluna büyükelçilik cerrahı Charles Maitland tarafından aşı yapılmasına izin vermesi sonrasında Türklere ait aşılama yöntemlerine, özellikle de çiçek aşısına büyük ilgi duymaya başladı.
AŞININ İSTANBUL’DAN AVRUPA’YA UZANAN YOLCULUĞU
İstanbul'da bulunduğu süre içerisinde İngiltere'ye bir dizi mektup gönderen Lady Montagu, bu mektuplarda aşı işlemini ayrıntılı olarak açıkladı.
İngiltere'ye döndükten sonra da Türklere ait aşı geleneğini yayan Lady Montagu akrabalarının birçoğunu aşılattı.
Aşının uygulanması konusunda gerek müdahalenin her türlüsüne karşı çıkan kilise yetkililerinden, gerekse birçok hekimden şiddetli muhalefet gördü. Ancak pes etmemesi sonucunda aşı giderek yaygınlaştı ve büyük bir başarı elde edildi.
AŞI KISA ZAMANDA BENİMSENEN BİR UYGULAMA OLDU
Bu konudaki en önemli adım, İstanbul'da Montagulerin aile hekimliğini yapan Dr. Emmanual Timoni'nin aşının bilimsel açıklamasını 1724 yılında İngiltere Kraliyet Hekimler Birliği'ne sunmasıyla atıldı.
Bu gelişme üzerine aşı, ismi aşının icadıyla birlikte anılan Edward Jenner'dan yarım yüzyıl önce İngiltere ve Fransa'da benimsenerek kullanılmaya başlandı.
1717 YILINDAN BU YANA KULLANILIYOR
Günümüz kaynaklarına göre 1796 yılında Sarah Nelmes adlı süt sağıcısının elindeki kesikten sığır çiçek hastalığı kapan sekiz yaşındaki James Phipps vakasını gören Edward Jenner, sığır çiçek hastalığının insan çiçek hastalığına bağışıklık sağladığını bir yerlerden duymuş olmalıdır.