Arama

Fes Osmanlı'ya nereden geldi?

Arabi veya sıfır numara; yar tekmesi veya kuş yuvası; ayıp kapayan veya kel örten; limon kabuğu, ve saksı dibi. Bu sıfatlara aşina olanınız var mı? Bir asır kadar Osmanlı'nın başında taht kuran feslerden bir moda oluşturulmuştu. Padişahlar dahi belli bir türde olmayan fesleri giymezdi. Öyle ki baş tacı olan bu feslerden kişinin ne iş yaptığı dahi anlaşılırdı. İşte tarihin mahzenlerine gömülmeden önce günlük hayatın başrollerindeki feslerin tarihi geçmişi...

  • 9
  • 11
ŞARKI VE TÜRKÜLERDE FES
ŞARKI VE TÜRKÜLERDE FES

XIX. yüzyılın ikinci yarısına ait püskülü dağılmış bir fes

🔘 Fes Türk kültür tarihinde önemli bir yere sahip olup şarkılara, türkülere girmiştir. Devrin şair ve edipleri eserlerinde eğri giyilen, kaşa düşürülen feslerden bahsetmişler, çocuk feslerine nazarlık, muska ve ziynet altını takıldığını yazmışlardır. Başta fes olmadan fotoğraf çektirmenin ise ayıp sayıldığı söylenir.

🔘 Erkeği daha yakışıklı gösterdiği için hakkında şiirler dahi yazılmıştır. Şair Dertli meşhur fes kasidesinde şöyle der:

"Al renkler bahşeder ruhsâre-i hûbâna fes/Benzemez mi şah-ı gülde gonce-i handâna fes
Kudret-i mevlâ ile günden güne şöhretlenip/Başların üstünde yer buldu gelip meydâna fes.
Fes değil medhiye-i fesden muradım Dertliyâ/Bir vesiledir dua-i Hüsrev ü Hâkâna fes."

🔘 Rıfat Bey'in 'Pek yaraştı eğri sarık eğri fes' diye başlayan şarkısı dillerdedir. 'Aman aman al fesli/Eşbeh civanım dal fesli' diye başlayan Aydın ve 'İstanbul'dan aldırayım fesini/Nerelerde işiteyim sesini' diye başlayan İstanbul türküsü fesin erkeğe kattığı hüsnü cemali terennüm eder.

  • 10
  • 11
PÜSKÜLLÜ BELA DEYİMİ NEREDEN GELDİ?
PÜSKÜLLÜ BELA DEYİMİ NEREDEN GELDİ?

Ahşaptan yapılmış bir fes kalıbı

🔘 Fesin süsünü oluşturan ve ona özellik kazandıran püskül üzerinde de epeyce söz söylenmiştir. II. Mahmud devrinin bükülmemiş ipekten bol mavi iplikli püskülü başın hareketi veya rüzgâr sebebiyle sık sık dağılıyordu ve taşıyana derbeder bir görünüş veriyor, sık sık taranması, düzeltilmesi gerekiyordu.

🔘 Bu püskülleri taramak için çarşıda, sokaklarda küçük çocuklar ellerinde taraklarla dolaşır ve para kazanırlardı. Böylece püskül onu taşıyanın başına dert olmuştu. "Püsküllü belâ" deyiminin, henüz fesin tam anlamıyla benimsenmediği, yalnız asker arasında zorunlu tutulduğu dönemde buradan kaynaklanmış olması muhtemeldir.

  • 11
  • 11
KALIPÇI ESNAFLARI
KALIPÇI ESNAFLARI

🔘 Yapımındaki esneklik dolayısıyla fesin kolayca deforme olabilmesi sebebiyle yaygın bir kalıpçı esnafı ortaya çıkmıştır. Önceleri ahşap olan kalıpların yerini daha sonra İzmir'de görülen ve arkasından da İstanbul'da kullanılan pirinç kalıplar almış, böylece kalıpları ütü gibi ısıtarak işe başlayan ustalar fesleri "dar beyoğlu, hamidiye, aziziye, yarım zuhaf, tam zuhaf, İzmir biçimi, alikorna, hasırlı" gibi isimlerle anılan sıfırdan on altıya kadar numaralanmış çeşitli ölçü ve biçimlerde kalıba çekebilmişlerdir.

🔘 Fesin yasaklanmasından sonra kullanılmayan Feshâne'deki kalıplarla elde kalan fesler halen İstanbul Şehir Müzesi'nde, sultanlara ait bazı feslerle ahşap fes kalıpları da Topkapı Sarayı Müzesi'nde muhafaza edilmektedir.

Derlenen kaynaklar: Hülya Tezcan, "Fes", TDV İslâm Ansiklopedisi, Ekrem Buğra Ekinci, Bir Zamanlar Başlara Taht Kuran Fes.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN