Geçmişten günümüze Türklerin çorba kültürü🍵
Soğuk havalarda dumanı üstünde tüten sıcacık çorba hemen içimizi ısıtıverir. Bir evde "çorba kaynaması"nın kültürümüzde aile ortamını, birlik ve beraberliği, samimiyeti ve pek çok değeri çağrıştıran metaforik anlamları vardır. Hal böyle iken kültürümüzde kadim dönemlerden itibaren öğün sınırlarını aşan çorbalar kaynamaktadır. Peki, severek içtiğimiz çorbaların; Orta Asya, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerindeki konumuna, kısaca geçmişten günümüze gelen serüvenine ne kadar hakimiz?
Giriş Tarihi: 27.01.2021
17:03
Güncelleme Tarihi: 25.09.2024
08:38
Sesli dinlemek için tıklayınız.
OSMANLI’DA MALZEMELERİNE GÖRE AYRILAN ÇORBA ÇEŞİDİ
📌Osmanlı'da yer alan çorbaları genel itibariyle beş başlık altında toplamak mümkündür. 1.Tahıllı, bakliyatlı ve hamurlu çorbalar
Buğday çorbası, bulgur çorbası, erişte çorbası, şehriye çorbası, nohut çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası, pirinç çorbası.
2.Et ve sakatat çorbaları
İşkembe çorbası, paça çorbası, ciğer çorbası, ekşili-köfteli çorba.
3.Yoğurt ve süt çorbaları
Ak çorba, bozca çorba, ayran çorbası, düğün çorbası.
4.Tavuk çorbaları
Pirinçli, pirinçsiz, terbiyeli, sebzeli, erişteli çeşit çeşit tavuk çorbaları.
5.Sebze çorbaları
Havuç çorbası, lahana çorbası, şalgam çorbası, taze bakla çorbası vb.
Lezzetiyle damga vuran 5 dünya mutfağı
OSMANLI DEVLETİ’NDE BİR RÜTBE: ÇORBACI
📌Çorba, Osmanlıların hayatlarında o denli önemli bir yere sahipti ki Acemi ve Yeniçeri ocaklarının bölük veya orta kumandanlarına "çorbacı" unvanı verilirdi.
Çorba, yeniçerilerin her gün yedikleri yemekler arasında önemli bir yer tutardı.
YENİÇERİLER ÇORBAYI İÇERSE DEVLET İDARESİNDEN MEMNUN ANLAMINA GELİRDİ
📌Çorba, siyasi hayatın da tam merkezindeydi. Nitekim Dîvân-ı Hümâyun toplantılarının yapıldığı gün verilen kahvaltı çorbası buna verilebilecek en önemli örnektir. Bu toplantılarda yeniçerilerin çorbayı içip içmemesi devlet idaresinden memnun olup olmadıklarını göstermekteydi.
Çorbayı içmemek demek, başkaldırının bir işaretiydi, aynı zamanda çorba kazanını savaş meydanında düşmana kaptırmak da büyük bir utanç sebebi olarak görüyordu.
📌İçtikleri bu çorbadan dolayı Yeniçeri ve Acemi ocaklarının bölük kumandanlarına çorbacı ismi veriliyordu.
OSMANLI LİTERATÜRÜNDE ÇORBALAR
📌Çorbalar Osmanlı'da basılan kitaplarda da kendisine önemli bir yer edinmişti. 1700'li yılların sonu 1800'li yılların başında yaşayan Osmanlı kazaskeri ve alimi Hafid Efendi "ed-Dürerü'l-müntehabâtü'l-mensûre fî ıslâhi'l-galatâti'l-meşhûre" isimli kitapta çorba ile ilgili şu sözleri kaydeder:
"Pirinç ve benzeri hububattan tabh olunan taam-ı marufun ismi. Fariside tuzlu manasına olan şur ve cins-i taam manasına olan 'aba' dan mürekkep şürebanın muhaffetti. Şurbadan galat olup Arabide 'marak' derler." Burhan-ı Katı isimli bir başka kitapta ise "Şurbac" kelimesinde "şurbanın Arapçalaştırılmışıdır, kaynamış et suyuna denir, daha sonra da et suyundan yapılan taama denir"
EVLİYA ÇELEBİ’NİN SEYAHATNAME’SİNDE ÇORBALAR
📌Evliya Çelebi, Osmanlı topraklarında yıllarca gezmiş, kültür ve medeniyetimize dair her ayrıntıyı gelecek kuşaklara aktarmış en önemli seyyahımızdır. Onun seyahatnamesinde bu köklü medeniyetin yemekleri de elbette yerini almıştır.
📌Ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde çorbaya sıklıkla yer verir. Buğday çorbası, tıpkı buğday gibi sembolik değer taşıyan bir yiyecek olarak Seyahatname'nin çeşitli yerlerinde geçer.
📌Evliya Çelebi, tekke, imarethane ve kervansarayların ortak yiyeceği olarak buğday çorbasını gösterir. Şerefli olarak sayılan günlerde ise pirinç çorbası pişer.
➡Ayrıca Evliya Çelebi, günümüzde tüketimine devam edilen işkembe çorbasından da bahseder. İstanbul'daki işkembeci dükkanları Evliya'nın döneminden itibaren vardır. Evliya buradaki işkembecilerden ve sakatat çorbalarından bahseder. "Taam-ı Atîk" olarak övdüğü kelle paçanın Hz. Peygamber'e (s.a.v.) sunulan bir yemek olduğundan da bahseder.