Göçebe hayatın Türkler üzerindeki etkileri
Asırlar boyunca göçebe bir yaşam süren Türklere, bu hayat tarzının getirdiği pek çok farklı özellik vardı. Yerleşik hayata sahip olmadıkları dönemde çadır, at, avcılık gibi alanlarda kendilerini oldukça iyi yetiştirdiler. Gelin, göçebe hayatın Türklere neler kattığına birlikte bakalım...
Giriş Tarihi: 13.11.2022
10:55
Güncelleme Tarihi: 13.11.2022
19:15
🔷 Göçebe Türklerde bütün toplum kadını ve erkeğiyle süvariydi. Bütün toplum askeri sistem içerisinde bir yere sahipti.
🔷 Türklerde ordunun oluşmasının temelini Başer, şöyle anlattı:
"At sürülerinin sevk ve idaresi konusu önemlidir. Oradan örgütlenme kültürü oluşacak. Binlerce çobanın birlikte koordine etmesi bir kültüre bağlı. Binlerce kilometre kare bir alanda sürüyü sevk eden çobanlar haberleşmek zorunda. Borular ve davullarla haberleşen çobanlar, koordineli hareket ettiler. Bu da bugün ordu dediğimiz yapının doğmasını sağladı. Toplum at sürülerinin peşinde hayatına devam ettiği için bütün üyeler gönüllü bir şekilde katılır, disiplin kazanırlar."
Eski Orta Asya kültürleri
Batı'nın şövalye algısının kaynağı
🔷 Batı'nın seçkinlerine şövalye denmesinin temel sebebi, at sürebilmeleridir. Kelime itibarıyla şövalye, "atlı" demektir. Bu durum Türk toplumunda doğal iken Batı'da at bilen kimseler üst sınıf sayılırdı.
🔷 Toprakla meşgul Batı insanı, savaştan ve koordineden uzaktı. Büyük kesimi piyadeden oluşan Batılı devletlerin Asya karşısındaki savaşlarda başarısız olmasının temel nedenlerinden biri buydu.
Batı'nın karanlık sureti
🔷 Kölelik konusuna da değinilen programda Başer, çarpıcı bilgiler paylaştı:
"At üstündeki toplumda köleleşme imkanı yoktur. Türkçede "köle" kelimesi yoktur. Bu kelime, bütün dünya dillerinde var olduğu halde Türkçede olmaması belge niteliğindedir. Bu toplumun köle olmadığı ve köle kullanmadığı anlamına gelir."
Kölelik müessesesini ıslah eden medeniyet
🔷 Eski Türk toplumları, atların da verdiği disiplin sonucunda dengeli olmak zorundaydı. Fiziki olarak daima dengede kalmaya çalışan Türkler, zihinsel manada da diri olmak durumundaydı. Bu sebeple duygularını çok iyi kontrol ederlerdi.
🔷 Beşer, dengeli toplumu şöyle özetledi:
"Bireysellikle toplumsallığı dengede tutmak. Akıl ile gönlü bir ve beraber işler halde tutmak. Karar verme yetkinliği ile itaati bir ve dengede tutmak. Örgütlü hareket etme ile ferdi hareket etmeyi beraber becerebilen bir dengede tutmak. Ne Doğu'da ne de Batı'daki yapıya benzemeyen bir denge toplumu var Türklerde. Sınıflı olmayan, ehliyet ve liyakate mecburen önem vermek zorunda olan bir yapı."
Toplumsal bir dayanışma: Ahilik