Havacılık tarihini değiştiren keşif: Kara kutu
1900'lü yılların başında Wright Kardeşler ile başlayan modern havacılık, kazaları da beraberinde getirmiş; uçakların düşme nedeni muamma olarak kalmıştı. Bu soruna çare olacak "uçuş verilerini kaydetme" fikri ortaya atıldığında ise bu icadın faydasına kimse inanmamıştı. Peki, bu icada turuncu olmasına rağmen neden 'kara kutu' deniyordu? Kara kutu nasıl çalışıyor ve hangi bilgileri içeriyordu? Uçağın tamamen yok olduğu kazalarda kara kutu nasıl oluyor da sağlam kalıyordu?
Giriş Tarihi: 28.02.2019
17:10
Güncelleme Tarihi: 04.07.2019
12:58
YOLCU UÇAKLARI HAVACILIĞIN DÖNÜM NOKTASIYDI
Wright Kardeşler'in geliştirdikleri teknoloji ile havacılık tarihi de dönüm noktasını yaşadı. İnsanoğlunun gökyüzünde uçması, uçakların yolcu taşıması o tarihlerde henüz bir hayalken, ilerleyen zamanda uçaklar yolcu taşımaya veya savaşlarda aktif rol almaya başladılar.
Uçağın daha yaygın olarak kullanılmaya başlaması ise elbette kazaları da beraberinde getiriyordu. Ancak uçağın düşmesi veya herhangi bir kaza geçirmesinin sebebi çoğu kez muamma olarak kalıyordu.
TARİHTEKİ İLK UÇAK KAZASI
Tarihte bir yolcu uçağının başına gelen ilk kaza, 14 Aralık 1920 günü, Londra'nın kuzey banliyölerinden Golders Green'de gerçekleşti.
"Handley Pages Continental Services" adlı havayolu şirketine ait uçak, iki kişilik mürettebat ve altı yolcu ile Paris'e gitmek üzere Cricklewood Havaalanı'ndan havalanmıştı.
Uçak, yeni yapılmış bir binanın arka cephesine çarptı ve alevler içinde bahçeye düştü. Yolculardan dördü, uçak yere çakılmak üzereyken dışarı atlamayı başardı. İki yolcunun burnu bile kanamadı. İkisinde ise hafif sıyrıklar vardı. Uçakta kalan iki yolcu ile mürettebat ise kurtulamadı.
UÇUŞ VERİLERİNİ KAYDETME FİKRİNİ KİM ORTAYA ATTI?
O tarihten sonra uçak kazaları birbirini takip etti. Uçakların peş peşe düşmesi sonucu insanlar ölüyor, uzmanlar bunun nedenini anlamaya çalışıyor ancak yeterli bilgiye ulaşamıyordu.
Uçuş verilerinin kaydedilmesi ise bir kaza durumunda hayati rol oynuyordu.
1950'li yıllarda David Warren, uçuş verilerini kaydetme fikrini ortaya attığında bu icadın faydasına kimseyi inandıramamıştı.
KOKPİTTE NELER OLDUĞUNU BİLMEK NEDEN ÖNEMLİYDİ?
Warren, 1953 yılında Avusturalya Havacılık Araştırma Kurumu'nda uzman bilim insanı olarak, dünyanın ilk jet yolcu uçağı De Haviland Comet'in düşmesinin ardından enkaz incelemelerine katıldı.
Burada bir ticaret fuarında gördüğü küçük ses kaydediciyi hatırlayarak, uçağın düşme anında kokpitte neler olduğunu bilmenin çok işe yarayabileceğini düşündü. Böylece uçaktaki aygıtların göstergeleri ile pilotun sesini kaydedebilecek bir makine yapmak için kafa yormaya başladı.
WARREN’IN FİKRİYLE BAŞLANGIÇTA KİMSE İLGİLENMEDİ
Düşüncelerinin ayrıntılı bir teklifini yazıp birkaç farklı ülkenin havacılık yetkililerine gönderdiyse de, ilgilenen kimseyi bulamadı. Ancak Warren, çalışmalarına yılmadan devam etti.
Pilotun konuşmalarının yanı sıra, uçağın hız, irtifa ve yönünü kaydedebilen bir prototip yaptı. Veriler bir teyp bandı yerine çelik tel üzerine kaydedildiğinden yangınlarda zarar görme olasılığı da düşmüş oldu.