Hayvanları korumak için kurulan ilk dernek: Himaye-i Hayvanat Cemiyeti
İslam dini rehberliğinde hayata bakış ve bir yönetim anlayışı geliştiren Osmanlı medeniyeti, bundan yüzyıllar öncesinde Peygamber Efendimizin (SAV) hayvanların yaşama hakları konusunda verdiği mesajları çok önemsiyordu. Her gün milyonlarca hayvanın zulüm gördüğü, aç bırakıldığı ya da sokağa terk edildiği bir dünyada Osmanlı'nın hayvan hakları hususundaki hassasiyeti takdire şayandı. 4 Ekim 1912'de sokak hayvanlarını, bilhassa köpekleri korumak amacıyla İstanbul Himâye-i Hayvânât Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet hayvanları korumak için kurulan ilk dernekti.
Giriş Tarihi: 04.10.2020
15:27
Güncelleme Tarihi: 04.10.2022
09:30
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌Hatta öyle ki Avrupalı gezginler seyahatnamelerinde Osmanlı'nın kuşlara, sokak kedi-köpeklerine, yük hayvanlarına besledikleri sevgiden, onların bakımları için kurdukları vakıf ve tedavi merkezlerinden ve hayvanları korumaya yönelik çıkarttıkları kanunlardan sıklıkla bahsediyorlardı.
(x) Osmanlı'da hayvan sevgisine dair detaylar
HİMAYE-İ HAYVANAT CEMİYETİ
📌Türkler tarih boyunca hayvanlarla iç içe yaşayan ve onlara oldukça önemli ayrıcalıklar tanıyan, değer veren bir millet oldu. Bu değer neticesinde hayvanları koruyan bir dernek oluşturuldu.
Türkiye'de hayvan severleri bir araya getiren ilk resmi dernek İstanbul'da 1912 yılında "Himaye-i Hayvanat Cemiyeti" adı ile kuruldu.
📌Himaye-i Hayvanat Cemiyet, 4 Ekim 1912 tarihinde İstanbul'da kurulmuş bir hayvan hakları örgütüydü. İkinci Meşrutiyet'ten sonra sokak hayvanlarının kötü durumu ülkede hayvan haklarını korumaya yönelik birtakım teşebbüsleri de ortaya çıkarmıştı.
📌Son dönem Osmanlı tarihinde önemli bir rol oynayan bu dernek, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak verdiği 1914'e kadar devam etmiş fakat sonrasında zorunlu olarak kapatılmıştı. Bugünkü adıyla Türkiye Hayvanları Koruma Derneği'nin yapı taşı olan Himâye-i Hayvânât Cemiyeti'nin tarihsel süreci nasıldı?
(x) Osmanlı'da hayvan sevgisinin bir mesleğe tezahürü: Mancacılık
📌Sokak hayvanları, özelikle de sokak köpekleri, tarih boyunca İstanbul'un toplumsal hayatının önemli unsurlarından biri olmuştu. 1874 yılında İstanbul'u ziyaret eden Edmando de Amicis İstanbul adlı seyahatnâmesine şehirdeki sokak köpeklerinin çokluğu karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu. Şehirdeki başıboş köpek sayısı öylesine artmıştı ki artık köpeklerin 15-20 tanesinin birarada gezdiği görülüyordu.
Osmanlı'nın son dönemlerinde şehir içinde başıboş dolaşan köpeklerin sayısı artmıştı. Bu artış nedeniyle köpeklerin durumları da günden güne kötüleşiyordu.
📌Fransız botanikçi ve gezgin Joseph Pitton de Tournefort, güncelerinde İstanbul halkının sokaklardaki bu köpekleri önemsediğinden, köpeklere yuva yapan ve uyumaları için altlarına saman seren hayır derneklerinin varlığından ve yalnızca köpeklere verilmek üzere et satan seyyar satıcılardan söz ediyordu. İstanbul'u ziyaret eden Mark Twain ise köpeklerin sefilliğinden, olumsuz koşullarda hayatlarını sürdürmek zorunda kaldıklarından bahsediyordu.
📌Köpekler Osmanlı döneminde kimi zaman sürgün edilmek zorunda bırakıldılar. Köpeklerin şehirden sürülmesine ilk kez İkinci Mahmud döneminde karar verildi. Sokak köpekleri Hayırsızada olarak bilinen Sivriada'ya götürülmüştü.
📌Şark Ekspresi'nin faaliyete geçmesi ile beraber ortaya çıkan trafik neticesinde köpek sürgünleri yeniden başladı. Çünkü köpekler kimi zaman kazalara neden oluyor kimi zaman da canlarını kaybediyorlardı.
📌Padişah 2. Abdülhamit döneminde İstanbul köpekleri en rahat dönemlerini yaşadılar.
(x) Dünyanın ilk hayvan hastanesi: Gurebahane-i Laklakan