Arama

Hırka-i Saadet Dairesi’nde bir teravih

Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinin ardından halifelik makamını alması ile Mukaddes Emanetler Osmanlı'ya teslim edildi. Bu emanetler arasında yer alan Resul-i Ekrem Efendimizin hırkası "Hırka-i Saadet", Topkapı Sarayı'nda bulunduğu odaya ismini verdi ve yüzyıllarca bu dairede muhafaza edildi. Fikriyat olarak, dini muhtevanın daima yaşatıldığı bu dairede, bir asır önce kılınan bir teravih namazına dair kaleme alınanları sizlerle buluşturuyoruz.

  • 4
  • 11
‘LALE DAİRESİNDE EZAN OKUNURDU’
‘LALE DAİRESİNDE EZAN OKUNURDU’

Ruşen Eşref Ünaydın, Hırka-i Saâdet Dairesinde kıldığı teravih namazı ile ilgili şu sözlere yer vermişti:

"Lale dairesinde ezan okunurdu; Dini nidaların üstüne bülbüllerin nağmeleri gülâbdanlardan dökülen damlalar gibi serpiliyordu. Kokulu şimşirler arasından geçtik. Din ve tarih yâdlarıyla dolu gönlüm başımın üstünde yıldızlarla dolu geceye benziyordu. Dehlizlerin sıra sütunları arasındaki loşluğu kırmızı fanuslar mini mini noktalamıştı. Asırları, saltanatları ve vecdeleri tanıyan bu sütunlardan birine yaslandım. Kulaklarımda surelerin nağmeleri ve gözlerimde mutasavvıfane bir bahar özleten mahmur çini harikaları var!..."

  • 5
  • 11
‘BİLMİYORDUM Kİ HANGİ ASRIN TÜRKÜYÜM?’
‘BİLMİYORDUM Kİ HANGİ ASRIN TÜRKÜYÜM?’

"Sütun gölgeleri arasında rüya hayaletleri gibi silikleşmiş küçük cemaat, işte teravihe kalktı.

Her iki rekâtta bir güzel sesler selavât getirmeye başladı.

Öyle bir cuşiş içinde idim ki şu zamanda yaşar bir fani olduğumu yavaş yavaş unutuyordum. Bilmiyordum ki hangi asrın Türküyüm! Dirseğim yanımdaki Enderunludan daha vuzuhla Mısır fethinden dönen yeniçeriye sürünüyordu."

  • 6
  • 11
‘BERGÜZAR-I MUHAMMED’İN YANI BAŞINDA…’
‘BERGÜZAR-I MUHAMMED’İN YANI BAŞINDA…’

"Duyduğum nefes, rükûlarda mafsalları çıtırdayan buruşuk yüzlü akağadan ziyade, Zigetvar'ı görmüş bir pir gazinin soluğuydu. İmamın geçkin sesi Revan gününden geliyor gibiydi. Her selâm verişte sanıyordum ki dizinde teşbih, belinde hançer, bin zünûb ve gururun istiğfarı için murakabeye varmış bir eski hakanla göz göze geleceğiz. Zira bu tayfanın hepsi buralarda, bu sehhâr dehlizde bergüzâr-ı Muhammed'in yanı başında saf beste idi…"

  • 7
  • 11
‘TERAVİHİ İLK DEFA NE TAZE VECDLE EDA ETMİŞLERDİ!’
‘TERAVİHİ İLK DEFA NE TAZE VECDLE EDA ETMİŞLERDİ!’

"Maddî tabcil ve şahane ruhaniyet payânının en yüksek haddini bulmuş bu dairede bizim için üç yüz otuz yedinci Ramazanda kıldığımız şu teravihi acaba onlar Hicaz yıldızları altında ve soğumaya başlamış kumlar üstünde Resûlullâh'ın etrafında ilk defa ne taze vecdle eda etmişlerdi!..."

  • 8
  • 11
‘HIRKA-I MUHAMMED'İN ETEĞİ UCUNDA…’
‘HIRKA-I MUHAMMED’İN ETEĞİ UCUNDA…’

"İbadetimiz bin amber kokusu içinde idi. Bilhassa secde demlerinde bir su uzaktan, manevradan sesleniyor gibiydi. Bu koku bir gümüş buhurdandan geliyor. Bu su bir sonraki çeşmenin lülesinden boşanıyor ve Arapkâri nakışlı bir mermer olukta sırnıa gibi akıyordu. Bununla beraber Hırka-ı Muhammed'in eteği ucunda güya Kevser'in sesini duyan ve cennetin kokusunu alan müminlerdik."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN