Arama

İbn Haldun'da "Toplum" meselesi

14. yüzyılda yaşayan Kuzey Afrikalı tarihçi ve ilim adamı İbn Haldun, "Mukaddime" (Giriş) adlı eserinde toplum ve devlet meseleleri hakkında çığır açıcı fikirler ortaya koydu. Medeniyetlerin şekillenmesinde çevrenin, kültürün ve ekonomik faktörlerin rolünü vurgulayan döngüsel bir sosyal gelişim teorisine öncülük etti. İbn Haldun, bir toplumun uzun ömürlülüğü için sosyal uyumun önemini asabiyet kavramı ile vurguladı. Düşünceleri, modern devlet yönetimi ve toplumsal dinamik anlayışlarını etkileyerek sosyoloji ve tarih yazımının temelini oluşturdu.

🔸 Devletin varlığını sürdüren bir diğer önemli unsur da asabiyettir. Ancak her asabiyet, devlet kurma potansiyeline sahip değildir.

🔸 İbn Haldun'a göre, devletin oluşabilmesi için halkı egemenliği altına alan, vergi toplayan, sınırlarını belirleyen ve koruyan, kendi gücünün üstünde bir güce sahip olan bir asabiyetin varlığı gereklidir.

DÜŞÜNCE TARİHİNE YÖN VEREN MÜSLÜMAN FİLOZOFLAR

*Asabiyet kavramı nedir?: İbn Haldûn'a göre asabiyet,
beşerin tabiatında bulunan zulüm ve düşmanlık temayüllerine karşı
yine aynı tabiattan gelen akraba vb. yakınlara acıma duygusunun
doğurduğu yardımlaşma ve dayanışma eğilimidir

  • 10
  • 10

🔸 İbn Haldun, yönetim açısından da bir sınıflandırma yaparak yasanın önemini vurgular. Bu perspektiften bakıldığında, devletin dayandığı güçlerin yanı sıra etkili bir yönetim anlayışının da devletin sürdürülebilirliği için kritik olduğunu belirtir.

🔸 İbn Haldun, devleti canlı bir organizma gibi görmekte ve onun da insanlar gibi doğup büyüyerek gelişip, sonunda ölümle döngüsüne girdiğini savunmaktadır. İnsan vücudundaki sistematiğin devlette de bulunması gerektiğini öne sürer. Ona göre devlet, bir çalışma düzenine sahip olmalı ve bu düzeni kanunlar aracılığıyla sağlanmalıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN