Cem Sultan ile Sultan Bayezid arasındaki söz düellosu
İkisi de şair olan iki şehzade kavga eder de araya şiir girmez mi? Her ikisi de şair olan Cem Sultan ile kardeşi II. Bayezid arasında şiir yolu ile yapılan düellolar, meşhur beyitlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Sizler için Cem Sultan ile Sultan Bayezid arasında karşılıklı söylenen beyitleri derledik.
Giriş Tarihi: 20.02.2019
16:16
Güncelleme Tarihi: 20.02.2019
16:22
TAHTA HANGİ ŞEHZADE ÇIKACAKTI?
İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet, 49 yaşında iken 3 Mayıs 1481'de hayatını kaybetti. Arkasında güçlü bir imparatorluk, dolu bir hazine ve seferlerden başını kaldıramayan eşsiz bir ordu bıraktı. Fakat Osmanlı çok önemli bir sorunla karşı karşıyaydı! Tahta hangi şehzade çıkacaktı?
Şehzadeler bir yandan silahşorluk ve binicilik talimleri alırken öte yandan devrinin en büyük âlimlerinden ve şairlerinden ilim ve kültür tahsil ederlerdi. Cem Sultan Kenya'ya gittiğinde çevresinde Sa'di-i Cem, Haydar, Sehayi, La'li, Kandi ve Şahidi gibi şairleri topladı. Bu şairlerden bir kısmı ile sadece yediklerini içtiklerini değil kaderini de paylaştı. O yüzden onlara Cem Şairleri dendi.
Fatih vefat ettiğinde Cem Konya'da, Bayezid ise Amasya'da sancak beyliği görevinde bulunuyordu. İkisine de aynı anda haberciler gönderildi. Fakat Cem'e gönderilen haberci Bayezid yanlıları tarafından öldürülünce, İstanbul'a daha erken ulaşan Bayezid tahta çıkarak idareyi ele aldı. Olayı çok geç öğrenen Cem bu duruma şiddetle tepki gösterecek ve devlete başkaldıracaktı. Hemen bir ordu toplayıp Bursa'ya geldi. Burada gerçekleşen savaşta Bayezid'in askerlerini mağlup etmeyi başardı. Ardından Bursa'yı ele geçirerek kendisini padişah ilan etti. Adına hutbe okutup para bastırması nedeniyle artık ona Cem Sultan diye hitap edilmeye başlandı. Civardaki kasabaları da kontrolü altına aldıktan sonra Bayezid'e bir mektup gönderdi ve devleti ikiye bölerek yönetmeyi teklif etti. Sultan II. Bayezid'in cevabı ise şöyle oldu:
…"Boş yere Müslüman kanının dökülmesinin elim mesuliyetini alma, kader beni Sultan yaptı, biat et, birlikte Nizam-ı Âlem için çalışalım, gerisini sen bilirsin vesselam."
Cem Sultan mektuptan etkilense de etrafındakiler taht iddiasından vazgeçmesine izin vermedi. Tekrar ordusunu topladı ve Yenişehir Ovası'nda II. Bayezid'in kuvvetleri ile yaptığı savaşı kaybetti. Ardından Konya'ya çekilmek zorunda kaldı. Oradan Kahire'ye, oradan da Hac yapmak üzere Hicaz'a geçti. Cem Sultan'ın hayatı 1481'de ağabeyi Sultan II. Bayezid karşısında yenilip, yurdunu terk etmesiyle başladı. Hayatının sonuna kadar artık onun payına gurbet, sıkıntı, kader ve hasret düşmüştü. İçinde bulunduğu durumu ve yaşadıklarını hasret ve hicran kokan şiirleriyle anlattı.
Can dimağına irup buy-i vatan Dil diler kim görine ruy-i vatan
(Vatan kokusu can dimağına erişince gönül, vatanın yüzünü görmeyi arzular.)
Kutsal görevini yerine getirdikten sonra Kahire'ye geri dönen Cem Sultan , devamında Konya'yı kuşatarak tekrar savaş pozisyonu aldı. Bayezid ise kardeşine farklı bir teklif sunacaktı bu sefer. Tahttan vazgeçip Kudüs'te yaşamayı kabul etmesi halinde her yıl kendisine bir milyon akçe ödeyeceğini söyledi. Fakat Cem bunu da kabul etmedi. Bayezid'in devasa ordusu üzerine doğru geldiğinde, başarısız olacağını anladı ve kuşatmayı kaldırarak Rodos Şövalyeleri'nin davetine icabet etti. Böylece esir hayatı başlamış oldu.
Cem Sultan Hac için Harem-i Şerif yollarında iken bir kıta yazıp ağabeyine gönderdi. Ağabeyine, sen her zaman güller gibi gül döşeklerinde zevk ve safa içinde mesut ve bahtiyar yatarken benim taşı yastık, toprağı döşek yapmamın sebebi nedir, diye sorar.
Sen pister-i gülde yatasın şevk ile handan (Sen gül döşekte keyifle, güle oynaya yatarken)
Ben hicr ile balin edinem harı sebeb ne (Ben çölde dikenleri yastık edeceğim. Sebep ne?)
Bu saltanat-ı dünye ola bu adle mukarin (Bu dünya saltanatı adaletle paylaştırmayı emrediyor)
Haccü'l-Haremeyn anı talep kılsa acep ne (Hacca giden kişi talep etse ne olur?)