İngiltere’yi işgal edilmekten Osmanlı kurtarmıştı
Türkiye Avrupa devletlerine yaptığı yardımlarla gündemde. 450 yıl önce de Fransa, İngiltere ve Hollanda ayakta kalabilmek için Osmanlı Devleti'nden yardım istemişler, Osmanlı yardımı sayesinde İngiltere İspanyol işgalinden kurtulmuştu.
Giriş Tarihi: 26.04.2020
10:26
Güncelleme Tarihi: 26.04.2020
11:02
İngiliz elçisinin yalvaran mektubu
Fransa'nın kuzeyinde Calais açıklarında 30 Temmuz 1588'de meydana gelen Gravelines Deniz Muharebesi'nde İngiliz donanmasının karşısına İspanyol donanmasının bir kısmı çıkabildi. İngiliz donanmasının komutanı Sir Francis Drake de, İspanyolları rahatlıkla mağlup etti. İngiliz tarihçi Prof. Jerry Brotton, durumu "Osmanlıların manevraları İspanyol Kralı II. Felibe'nin donanmasını dağıttı. Artık okullarda İspanyol ordusunun neden İngiltere'yi işgal edip, Protestanlığa son veremediğini buna bir sebep daha eklememiz gerekecek. Bu da Kraliçe Elizabeth tarafından tesis edilen İngiliz-Osmanlı ittifakıydı" diye değerlendirir. İngiliz temsilcisi Harborne, III. Murad'a sunduğu arzuhalinde diplomatik üslubu bırakmış, neredeyse yalvarıyordu. "Padişahın yüce katına arzuhal ilam olunur. Saadetlü padişahım hazretleri sağolsun.
Devletlü ve saadetli, alemin sığındığı padişah hazretlerinin yüce katlarına kullarının arzı budur ki, İngiltere Kraliçesi ile zat-ı şahaneleri arasında mukaddes bir sulhun vücut bulması hususunda Büyük Tanrı bu kulunuzu başlıca vasıta seçmek lütfunda bulunmuştu. Bendeniz zat-ı şahanelerine bahşedilen kudret ve kuvvet vasıtasıyla bizim müşterek düşmanımız olan bütün putperestleri imha edeceklerini ummuştum. Zira efendim o zamanlar bütün putperestlerin başı olan İspanya Kralı ile tam bir sulh içerisinde yaşamaktayken, zat-ı şahanelerinin danışmanları, şayet kraliçe o taraftan İspanya Kralı'na karşı harbe başlarsa, Osmanlı padişahının da bu taraftan harekete geçeceğine dair mukaddesat üzerine yemin ederek söz vermiş olduklarından, bendeniz efendim kraliçe nezdinde o kadar rica ve niyazda bulundum ki, efendim İspanya ile eskiden beri devam eden sulha son vererek ona karşı karadan ve denizden kesin bir harbe başladı...
İspanyol Kralı gerçi kendisi için müsait olmayan şartlarda defalarca sulh ricasında bulunduysa da, kraliçemiz hiçbir zaman buna yanaşmadı. Çünkü bendeniz zat-ı şahanelerinin evvelki vaatleri gereğince müthiş kuvvetlerinizi geciktirmeden İspanyol'a karşı hazırlamakta olduğunuzu, fırsat düştükçe mektuplarımda bildirerek, barış antlaşması imzalamaktan vazgeçirmeye çalıştım. Fakat şimdi ise efendim bu kadar uzun bir süre sizin harekete geçmenizi bekledikten sonra, nihayet bana karşı olan itimadı sarsıldı. Geri dönünce de kafamın kesileceğini tahmin ediyorum.
Eğer bu putpereste karşı var kuvvetinizi göndermek niyetinde değilseniz, ona zarar vermek üzere hiç olmazsa 60 veya 80 kadırga gönderiniz. Bu gemileri İspanyol Kralı'nın efendime karşı savaşmak için mutat garnizon kuvvetlerini çekerek boş bırakacağı yerlere, gönderiniz. Buralarda asker bulunmayacağı için, bu bölgeleri tahrip etmek ve devletinize katmak kolay olacaktır.
Zira efendim kraliçe, benim ricam ve zat-ı şahanelerinin vaadi üzerine İspanyol'u nefes alamayacak bir dereceye kadar sıkıştırdı. Şayet bu fırsat kaçırılacak olursa korkarım ki zat-ı şahaneleri, putperestlerin imhası için azimkâr ve bütün cihandaki hükümdarların en büyüğü olarak yaradan Tanrı'nın gazabına uğramayasınız. Efendim kraliçe bir kadın olduğu ve cinsiyeti bakımından savaşa meyilli olmaması lazım geldiği hâlde Tanrı'nın bu konudaki emrini var kuvvetiyle yerine getiriyor. Eğer size çok sadık kalan bir hükümdar dostunuzu en nazik zamanda kendi hâline bıraktığınız takdirde, sizin hareketinize bütün dünya şaşıracak. Çünkü efendim sizin vaadinize ve dostluğunuza güvenerek gerek kendi hayatını, gerek devletini büyük bir tehlikeye attı.
Kraliçe efendim İspanyol tarafından yapılan barış teklifinin reddi üzerine, kralın papadan ve bütün putperestlerden yardım göreceğinden emindir. Efendimi tamamen imha etmek niyetinde olduğu da biliniyor. Sonra İspanya Kralı, Hristiyan memleketlerinde kendi emellerine engel olacak tek bir kuvvet kalmayınca, muazzam hazırlıklar yaparak zat-ı şahanelerinin devleti üzerine saldıracak... Buna karşılık, zat-ı şahaneleri, efendim ile birlikte hakimane bir tarzda vakit geçirmeksizin bir donanma çıkarırsanız bununla Büyük Tanrı'nın buyruğu şeriatın emri ve meydana gelen fırsatın icabı, yüce Osmanlı neslinin şan ve şerefi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun muhafazası yolunda hareket etmiş olacaksınız. Bu yapıldığı takdirde mağrur İspanyol ile sahte papa ve bütün taraftarları, yalnız zafer ümitlerinden mahrum edilmekle kalmayacaklar, belki de bu tür küstahlıkların cezasını bulacaklar. Tanrı ancak kendine yakın olanları himaye eder. Sizin vasıtanızla Tanrı putperestleri cezalandıracaktır ki, arta kalanlar bizler gibi hakiki Tanrı'ya tapanlar zümresine dahil olacaklar. Hak yolunda mücadele eden bizleri Tanrı zafere ulaştıracak ve birçok nimetlere kavuşturacak." İngiltere Elçisi
Erhan Afyoncu-Sabah