İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet'in emriyle inşa edilen 5 kuruluş
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra şehri ihya etmek amacıyla derhal faaliyete geçti. Peki ya, onun istediği ilk beş kuruluşun hangileri olduğunu biliyor musunuz? Ya da o kuruluşların günümüze dek ulaştığını ve halen hizmet verdiğini? İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet'in emriyle inşa edilen 5 kuruluşu ve hikayelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 18.04.2019
16:45
Güncelleme Tarihi: 30.03.2021
09:14
ASIRLARDIR FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR
1842 yılında para basım işleminde çekiç usulünden sarkaç usulüne geçirilir, sonunda 1844 yılında tamamen yenilenen Darphane'de pres usulü para basımına geçiş sağlanır.
İleri teknoloji para basım işlemine geçilen Darphane'ye 1910 yılında Londra'dan üç adet de makine presi getirilerek yöntem biraz daha modernleştirilir. 1913 yılında ise Darphane'de 150 beygir gücünde bir buhar makinesi de üretime yardımcı olur.
Yıllarca üreten Darphane müessesesi, günümüzde Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak çalışmaktadır.
1967 yılında Topkapı Sarayı'ndaki iki buçuk asırlık tarihi binasından taşınan Darphane, bugün Balmumcu'da hizmet verirken, damga matbaası bölümü de 1732'de kurulan tarihi Darphane binasında faaliyetine devam ediyor.
KAZLIÇEŞME DEBBAĞHANELERİ
Debbağ kelimesi dayak, debbağhane ise dayak işleminin yapıldığı yani derilerin terbiye edilmesi için bir dizi işlemden geçtiği yer anlamına gelir. Günümüzde debbağhane terimi "tabakhane" olarak da kullanılmaktadır.
Türk deri sanayi çok eskilere dayanır. İstanbul'un fethiyle beraber, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından dericilerin bir yerde toplanması emri verilir.
Fatih Sultan Mehmet hakkında bilmeniz gereken 15 şey
KİRA ÖDEMELERİ AYASOFYA VAKFINA BAĞLIYDI
O dönemde aynı meslek grubundan olan insanların aynı yerde bulunmaları âdettendi. Bu hem onlara ulaşmayı kolaylaştırır, hem de aralarındaki dayanışmayı artırırdı.
Ancak debbağ işlemi çevreye yaydığı kötü koku sebebiyle şehir içinde icra edilmez. Bu sebeple Fatih Sultan Mehmet debbağhanenin şehrin dışında kurulmasını emreder ve böylelikle Kazlıçeşme debbağhanelerinin temeli atılmış olur.
Takip eden günlerde Kazlıçeşme'ye 360 adet debbağhane inşa edilir. Bu debbağhaneler Ayasofya Vakfı'na bağlanır ve burada deri işleme merkezi açacak olanlar kiralarını Ayasofya Vakfı'na öder.
DERİYİ TÜM AŞAMALARDAN GEÇİREREK İŞLERLERDİ
Bu bölgede açılan debbağhaneler hammaddeleri olan deriyi civarda bulunan salhane-mezbahalardan alıp işlerler. Devlet de burada işlenen deriyi askeri amaçla satın alarak günümüzde Saraçhane olarak bilinen bölgedeki saraçlara götürür.
Saraçlar da bunları eyer, koşum takımı, ayakkabı, bot gibi askeri ürünler haline getirerek devlete teslim eder. Kazlıçeşme debbağhanelerinde kösele, meşin, sahtiyan gibi deri çeşitleri üretilir ve buradan sade vatandaşlar da alım yapar.
VIDEO
ASIRLARDIR YAŞATILAN GELENEK
Kazlıçeşme debbağhaneleri uzun süre çeşitli amaçlarla ham deri işlemeye devam eder. 1929 yılına gelindiğinde debbağhanelerin sayısı 113'tür.
İlk kurulduğu günlere göre azalsa da teknik ve kapasite açısından gelişmiştir. Örneğin bunlardan 17'si fabrika düzeyindedir. Kazlıçeşme debbağhaneleri, bir başka deyişle deri işleme merkezleri, 540 sene Kazlıçeşme bölgesinde hizmet verdikten sonra 1993 yılında Tuzla Organize Deri Sanayi bölgesine taşınır.
Deri imalat atölyelerinden bir kısmı taşınma kararından sonra merkezlerini kapatır, bir kısmı ise taşınır.