İstanbul'un fethi üzerine şiirler
Fatih Sultan Mehmet'in 29 defa kuşatılmış ancak alınamamış şehr-i İstanbul'u, karadan gemiler yürüterek fethetmesi, bir çağın kapanıp, yeni bir çağın açılmasına sebep olur ve dünyayı siyasi olarak derinden etkiler. Peygamber Efendimiz'in hadisi dolayısıyla da bütün İslam alemini yakından ilgilendiren bu şanlı fetih, şairlerimizin mısralarına coşkunluk barındıran ifadelerle yansır. Sizler için Yahya Kemal'den Necip Fazıl'a, Orhan Seyfi'den Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya kadar pek çok şairimizin fetih şiirlerini derledik...
Giriş Tarihi: 29.05.2022
13:58
Güncelleme Tarihi: 29.05.2022
16:06
İstanbul’un Fethi / Orhan Seyfi Orhon
"Beş yüzüncü yıl dönümü için: Gün batmada İstanbul'un üstünde Haliçten, Bir renge bürünmüş yanıyor Marmara içten. Durgunlaşıp engin, silinirken kırışıklar, Oklar gibi fışkırmada her yandan ışıklar… Bir pembe bulut bağrı delinmiş kanamakta, Yorgun uyuyan tekneler altında uzakta. Altındır ufuk çizgisi, altındır akisler, Altın tozlu hainde iner her yana sisler… Durgun sular üstünde kesik vakvakalarla, Uçmakta gümüş martılar, altın gagalarla. Gök şimdi yeşil, şimdi kızıl, şimdi turuncu, Camilerin andırmada mermerleri tuncu Kandır dağılan şimdi günün battığı terden, Kandır sızan etrafa alev pencerelerden. Kandır görünen Fatih'in altın aleminde, Fethin yine İstanbul o en kanlı deminde"
💠 Gazeteci, şair, yazar ve siyaset adamı Orhan Seyfi Orhon, fethi "İstanbul'un fethi" şiiri ile ele alır. Fethi anlatırken yoğun betimlemelere yer veren Orhon, okuyucuda fethe dair derin hisler uyandırır.
Şiiri hicivle yoğuran şair: Orhan Seyfi Orhon
II "Mevsim mayısın sonları, yaz başlamış artık, Gittikçe açılmakta, dağılmakta karanlık. Her şey hareketsiz, ağaran tan yeri sessiz, Kalmış gibi şehrin sarılan bağrı nefessiz… Bir korkulu rüyayı yataklarda sayıklar, Dalgın uyuyanlar beraber uyanıklar… Bir saltanatın son gününün korkusudur bu! " Türkler hareketsiz duruyor, bir pusudur bu!" Kostantin ümitsiz, saray erkanı telaşta Surlarda Bizans askeri, Jüstinyani başta! Çarpmakta bugün bir yeni korkuyla yürekler, Zağnos Paşa bir yanda hücum emrini bekler. Turhan Bey uzaklarda yakıp yıkmada hâlâ! Bir yandan o Beylerbeyi korkunç Karaca'yla, Türk ordusu İstanbulu sarmış çepeçevre, Dünya girecektir bu sabah bir yeni devre!"
Nurettin Topçu'nun Büyük Fetih kitabından 20 alıntı
III "Birdenbire gökkubbe dolar velvelelerle, Atlar koşar ön safta kabarmış yelelerle! Tozlarla, dumanlarla karışmakta ateş, kan…, Yer yer tutuşur toprağın altındaki volkan! Mızraklar uçar, oklar uçar, taşlar uçarken, Burçlar yıkılırken, kesilen başlar uçarken, Etrafa saçılmakta cehennemden alevler, Tunç topların ağzıyla homurdanmada devler… Her hamleyi bir hamle kucaklar yeni baştan, Jüstinyani bir sedyede kaçmakta savaştan! Bir burca zafer sancağı dikmiş Ulubatlı… İlk hızla girer Topkapıdan yirmi bin atlı! "Türkler geliyor!" çığlığı aksetmede dağ dağ, Bir çağ kapanır böylece, başlar yeni bir çağ Rum Kayseri'nin kellesi bir mızrak ucunda, Şarkın eşi yok incisi Türkün avucunda!"
İstanbul'un fethinin simgesi: Şahi topu
IV "Ey Kayser, öğünsen yeridir kanlı başınla, Tarihe adın geçti o erkek savaşınla! Ey Fatih, iraden gibi kuvvetli bir elde, Dünyanın asırlar boyu göz koyduğu belde! Ey ünlü kumandan paşalar, tuğlu vezirler, Ey tulgalı erler, ağalar, beyler, emirler… Haşmetli zafer menkibeniz geçti şafaktan, Gördüm, düşünürken sizi beş yüz yıl uzaktan! Ey mutlu ışık beldesi, nurunla yıkansın, Her türlü hiyanet dolu tarihi Bizans'ın! Artık savaşın hüsnüne hayranlık içindir, Artık zaferin şi'r için, insanlık içindir. Sihrinle, füsununla, gururunla, nazınla, Altın Halicin, Marmara'n, aşık Boğazınla, Endamını sarmakta ipek tüllü karanlık, Türkün güzel İstanbul'u mesut uyu artık!"
Orhan Seyfi Orhon
💠 1071 yılında Malazgirt Zaferi ile Anadolu'ya ayaklarını basan Türkler, Anadolu topraklarındaki en büyük mutluluğa ancak İstanbul'u fethedince ulaşır. Defalarca çeşitli padişahlar tarafından kuşatılsa da ancak 1453'te Fatih'e nasip olan bu fetih, bu toprakların da yüzyıllardan beri beklediği bir zaferdir. Şiirinde buna dikkat çeken Orhon, fethi bir kavuşma olarak niteler.
İstanbul Fatih'ten önce kaç kez kuşatıldı?