Arama
İstanbul'un kaybolan tarihi
Tarihi eserler için cumhuriyetin kuruluş yılları, özellikle 1950'li yıllara kadar, çok yoğun bir yıkım dönemi oldu. Sadece Tarihi Yarımada'da yüzü aşkın kayıp cami ve mescid bulunur. Bu yüzden de İBB Meclisi, Beyoğlu, Fatih ve Üsküdar ilçelerinde zaman içinde yok olan tarihi eseri ihya etme kararı aldı. Bu kadim eserlerden kimi yol yapımına kurban edildi kiminin yıkımına bahane bile göstermediler. İşte İstanbul'un bahanelere kurban edilen tarihi camileri…
Kepenekçi İshak Mescidi
Fatih'te bulunan olan Kepenekçi İshak Mescidi'nin diğer adı da Kepenek Mescidiydi. Mescidin banisi 17. yüzyılda yaşamış İshak Ağa'ydı.
Mescidin bir kısmı 1955 yılında yola katıldı, bir kısmı da Maliye Muhasebe Okulu'nun bahçesine ilhak edildi.
Deniz Abdal Camii
Deniz Abdal Cami, Şehremini, Millet Caddesi ile Denizabdal Câmii Sokağı köşesinde bulunuyordu. Câmi, Abdullah Oğlu Mimaâr İlyas tarafından 1551 yılında yaptırıldı. Fatih Sultan Mehmed ile İstanbul'a gelenlerden olan Deniz Abdal, mescidin karşısında bulunan bir evde meftun olduğundan, câmi bu isimle anıldı.
1956 yılında Millet Caddesi açıldığı sırada, aslına uygun olarak yapılmak kaydıyla yıkılmasına müsaade edilse de yıkılan câmi yeniden yapılmadığı gibi arsasının bir kısmı yola gitti.
Kâtip Muslihittin Mescidi
Fatih'in yazıcılarından Muslihiddin Efendi tarafından 1494 yılında yaptırıldı. Caminin avlusu bulunmaz. Camiye bitişik olan taş bir bina da Kâtip Muslihiddin Efendi'nin kabri olduğu düşünülür. Zamanla harap olan cami, 1977 yılında halkın yardımıyla yeniden inşa edilerek ibadete açıldı.
Üsküdar Fıstıklı Mescid
Beylerbeyi'nde, Şahbazyiğit Sokağı'ndaki mescidin bânisi Sultan Abdülmecid'in ikinci imamı Mehmet Emin Efendi'ydi.
Mektep ile beraber yaptırılan bir de çeşmesi, karşısında ve yol aşırı yerde de Fıstıklı Namazgâhı vardı. Etrafındaki fıstık çamlarından dolayı Hatice Sultan Mektebi'nin adı "Fıstıklı Mektebi" adını aldı.
1969 yılında Boğaziçi Köprüsü çevre yolu tanzimi sırasında yıktırıldı.