İstanbul’un sosyal yaşantısını renklendiren 12 adet
Toplum hayatında oldukça önemli bir yere sahip olan adetler, sosyal hayatı düzenleyen kurallar toplamıdır. Eski İstanbul sakinlerinin adetleri, şehrin gizem dolu bir yanını daha ele verir. Yedikleri duttan şifa bekleyen Osmanlı halkından, savaş uzar korkusuyla evde oya işlemeyen kadınlara kadar İstanbul'un yaklaşık 3 bin yıllık tarihinde bunlara benzer sayısız ilginç âdet var... Kenti tanımak ve geçmişiyle yüzleşmek isteyenler için İstanbul'un sosyal yaşantısını renklendiren 12 âdeti derledik.
Giriş Tarihi: 23.05.2020
13:14
Güncelleme Tarihi: 23.05.2021
14:12
💠 Eski ramazanlardaki eğlenceli çocuk âdetlerindendi. Çocuklar ramazan gecelerinde toplanıp, bir çanağa mum ya da kandil koyarak kapı kapıdolaşır ve komşulardan "donanma" parası dedikleri bir bahşiş toplarlardı.
💠 Yağ parası mum parası toplamaya çıkan çocuklar kapıların önünde durup hep bir ağızdan tekerlemelerini söyler, para vermeyen evlerin kandillerini taşlarlardı. Eski İstanbul çocuklarının en eğlenceli âdetlerinden biri olan yağ parası mum parası tekerlemesinin sözleri şu şekildeydi:
🔸 "Yağ parası, mum parası / Akşam oldu kandil parası / Kömürlükte kömür / Hanımlara ömür / Merdivenden iniyor / Bize para veriyor / Yağlı kapı, ballı kapı / Halkası büyük, renkli kapı"
🔍 İSTANBUL'UN ANLAM KATTIĞI DEYİMLER VE SIRA DIŞI ÖYKÜLERİ
VIDEO
💠 Sayıları on binlere varan yeniçerilere baklava dağıtmak için saray mutfağına, İstanbul esnafından tepsiler kiralanırdı. Ramazan ayının on beşinci gününde, saray kapılarında biriken yeniçeriler, sarayın orta kapısı olan Babüsselam'dan içeri alınır, saray mutfağının önüne bağlanmış olan baklava tepsilerinin önüne dizilirlerdi.
💠 Önce padişah için iki tepsi baklava çekilir, ardından yeniçeriler her on nefere bir baklava olmak üzere tepsilerini alır, yeşil sırıkların üzerine yerleştirir ve geldikleri gibi sarayın ikinci kapısından çıkarlardı.
💠 Baklava Alayı, İstanbul halkının her yıl seyrettiği eğlencelerden olmuştur. İstanbul halkı, baklava tepsilerinin geçeceği yollara doluşur ve bu şenlikli alayı seyretmek için birbirleriyle yarışırdı.
🔸 Yeniçeriler de saraydan aldıkları tepsi tepsi baklavaları, yeşil sırıklar üzerinde İstanbul sokaklarında dolaştırır ve kışlalarına ulaşırdı. Kışlalarda bu baklavalar yendikten sonra tepsiler, ertesi sabah saray mutfağına iade edilirdi.
🔍 OSMANLI SULTANLARI NASIL YEMEK YERDİ?
💠 Eski İstanbul'da kadınların en önemli sosyalleşmelerinden biri de sabah kahvesine gitme âdetiydi. O zamanki evler genelde ahşap ve avlulu, bahçeliydi ve sabah kahvesi için komşusuna giden kadın evin kapısını çalmadan "Hu hu, evde misin" diye seslenerek kapıyı açar, feracesi ve başörtüsünü kol demirine astıktan sonra otururdu.
🔸 Komşular kahvelerini içerken hal hatır sorar, o günlerde önemli bir olay olduysa yorumlar yaparak bir süre sohbet ettikten sonra ayrılırlardı. Mahalle yaşantısının değişmesiyle beraber teklifsiz sabah kahvesi âdeti de yavaş yavaş yok oldu.
🔍 OSMANLI'NIN SOSYAL YAŞAMINA IŞIK TUTAN İLK FOTOĞRAFLAR
Osmanlı Ramazanına has bir tören: Baklava Alayı
💠 İstanbul hayatının değişmez ananelerinden birisi de Ramazan aylarının en renkli görüntülerine sahne olan Baklava Alayı'dır. Kanuni Sultan Süleyman devrinden kalma bir âdet olan Baklava Alayı, her Ramazan ayının on beşinci günü Topkapı Sarayı'nda gerçekleşen Hırka-i Saadet ziyareti kapsamında düzenlenirdi.
🔍 OSMANLI PADİŞAHLARININ BEŞ YÜZ YILIK GELENEĞİ BAKLAVA ALAYI
Halkın dilek ve şikayet kutusu: Arzuhal taşı
💠 Haliç Karaağaç yakınlarındaki adaların birinin üzerinde, kaidesi harç ve demirden, halk tarafından arzuhal taşı adıyla anılan bir taş vardı. Yapım tarihi ve kullanım amacı tam olarak bilinmese de, halk arasındaki inanış bu taşın padişaha sunulacak arzuhaller için oraya dikildiğiydi.
🔸 III. Ahmed döneminde İstanbul halkı padişaha bir dilekçe sunacağı zaman bir kayıkla adaya gelip, dilek veya şikâyetini bildiren arzuhalini taşın üzerine bırakıyor, belli dönemlerde adaya gelen bir saray görevlisi de bu kâğıtları toplayıp padişaha sunuyordu.
🔍 SARAYA SUNULAN İSTEK MEKTUPLARI: ARZUHAL