İstanbul'un tarihi 10 lokantası
Mis kokular içerisinde buharı tüten taze yemeklerin mahfilidir lokantalar. Hem esnafın hem halkın yüzünü güldürür. Zamanla sadece yemek yenilen yer değil; iki arkadaşın dertleştiği, memleket meselelerinin çorbanın buğusunda tartışıldığı mekanlar olurlar. Ülkemizin yetiştirdiği birçok isim için lokantalar edebiyat sohbetlerinin toplantı yeridir. Sizler için, İstanbul'un tarihi 10 lokantasını derledik.
Giriş Tarihi: 16.07.2019
18:22
Güncelleme Tarihi: 16.07.2019
18:35
Ziraat Bankası'nın yanındaki sokaktaydı. Yemeklerinin nadide ve pahalı olduğunu belirtiyor Alus. Sayfiyede olan beyler, paşalar, saat dokuz buçuk, onda dairelerine yollanırlar, fazla kuruntulular lokantalarda şununla bununla beraber oluyor demesinler diye evlerinde yer, kimi deryadillerse Köprü'ye ayak basar basmaz doğruca Ekonomi Lokantası'na giderlermiş. Bunların dışında, ufak tefek almaya İstanbul'a inen hanımların da Karaköy'deki börekçi fırınının üst katında oturup Ekonomi Lokantası'ndan piliç kızartması, güveçte türlü, bıldırcınlı pilav getirttikleri olurmuş.
Karaköy'de, Konsolit Hanı'nın altında, üç adım en, on adım boyunda küçücük, kapkaranlık bir lokantadır burası. Ancak yemek vakitlerinde hıncahınç doludur. Biri kalkarken yerini kapmak için seğirten seğirtene... Öğle vakti biraz geçince de tüm yemekler biterdi lokantada. Aşçı Agop'un en ünlü yemeklerine gelince; ciğer ve midye tavası, halis tereyağlı keşkek, katıksız sütten, ev harcı Frenk arpalı sütlaç...
Karaköy'de, postahanenin yerindeydi. Alus çok eski bir lokanta olduğunu, Abdülaziz'in Tophane Camii'ndeki selâmlığından dönen mâbeynciler ve yaverlerin ayaküstü orada yemek atıştırdıklarını naklediyor. Bu lokantanın adı, daha sonra Del Cenyo olmuş. İstanbul'un en ünlü buluşma, sohbet yerlerinden biriymiş Del Cenyo. Kadıköy, Haydarpaşa, Adalar vapurunu kaçıranların da baş mekânı sayılırmış.
Horozlu Lokanta, Galatasaray'ın kapısının karşısındaki Cité de Pera'daydı. Züğürt işi, ucuz bir lokantaydı. Et, sebze, makarna veya pilav, tatlı yahut yemiş, ekmek toplam çeyreğe mal oluyordu. Servis düzgün, garsonlar ayağına çabuk... Hele garsonları arasında, Büyükdereli Koço isminde bir kara yağız bir delikanlı vardı ki Japonca ve Çince dâhil tam on iki dil bilirdi.
Şimdi arsasında Saint Antoin Kilisesi bulunan, ünlü Konkordiya Tiyatrosu'nun avlusundaydı. Kristal'de, Odeon'da, Halep Çarşısı'nda programa çıkan aktrisler, cambazlar ve dansözlerle hıncahınç dolardı.