İstanbul'un tarihine ışık tutan az bilinen 5 seyyah
İstanbul'un dillere destan güzelliği ve zarafeti, deniz aşırı ülkelere kadar nam salmıştır. Bir pervane gibi uzak diyarlardan bu güzelliği duyup gelenler, şimdiye kadar gördüklerini unutup, hafızalarına İstanbul'u düşürdü. Bu haklı şöhret, özellikle Osmanlı döneminde birçok seyyahın yolunu İstanbul'a çevirdi. Sizler için, az bilinen 5 yabancı seyyahı derledik.
Giriş Tarihi: 29.04.2019
15:24
Güncelleme Tarihi: 09.06.2020
12:48
Friedrich Seidel, III. Murad zamanında Kutal Roma-German İmparatoru tarafından Osmanlı Devleti yönetimine gönderilmiş bir elçilik heyetiyle Dersaadet'e gelmiştir. Fakat iki ülkenin arasındaki siyasi gerilim ve sonradan patlayan savaş yüzünden esir olarak bir süre Tersane Zindanı'nda, sıkıntılı dört gece geçiren Seidel, dönemin siyasi hareketliliği çok yakından takip etmiştir.
Savaş isteyen ve savaş bahanesi olarak Seidel'in eczacı olarak hizmetinde olduğu elçiyi sorumlu gören Sadrazam Koca Sinan Paşa elçiyi önce beraberinde Macaristan'a kadar götürür, sonra esaretinin koşullarını ağırlaştırarak ölümüne sebep olur.
İstanbul'a dair birçok seyahatname şehrin sokaklarını, gündelik yaşamını anlatırken, Seidel'in seyahatnamesi Kasımpaşa'daki Tersane Zindanı'nın özelliklerini, kürek eseri olarak bulunduğunu taş taşıma kalyonlarını ve kapatıldıkları yerlerdeki askerlerin ve esirlerin pek ayrılmadan çalışan heyette, insan ilişkileri iyi olan yazar, bu esaretten kurtulmak için elinden geleni yapar. Bu esnada arkadaşlarından birçoğu, şehirdeki veba illeti yüzünden hayatını kaybeder.
IV. Mehmed'in tahta geçmesi, Koca Sinan Paşa'nın savaştan hezimetle geri dönmesi elçilik maiyetin hürriyete kavuşmasına vesile olur. Sağ salim ülkesine dönen Seidel'in eceli, onca badireyi atlattıktan sonra sıcak evinde ileri yaşının sebep olduğu hastalıktan ve ansızın olmuştur. Seyahatname çeşitli Avrupa ülkelerinde ilgi görür.
Birçok seyyah Osmanlı topraklarına seyahat etmek için hazırlanırken onun metinlerini referans alır. Nihayet 400 küsur sene sonra metin Türk okuyucusuyla buluşur.
''Bagnio de gran Turco, yani Büyük Türk'ün yıkanma teknesi adı verilen ve Türklerin kölelerini kapattıkları hapishane hakkında şu bilgileri verebilirim: Galata ve Pera denen semtin bitiminde ve denizin bir kese gibi karanın içine sokulduğu yerde Türk hükümdarının gemi tersanesi bulunmaktadır. Hemen yanında da şehir surlarına benzeyen ve üstünde nöbetçi kuleleri bulunan yüksek duvarlarla çevrili geniş bir meydan vardır.''
Dr. John Covel 1638 yılında dünyaya gelir. 1670 yılında, İngiltere Kralı II. Charles zamanında İstanbul'a gönderilen bir sefaret heyetinde papaz unvanıyla yer alır. Kilisenin görevlendirilmesiyle, merkezi İstanbul'da olan Ortodoks Kilisesini inceler. Böyle bir niyetle şehre gelen Covel, her gördüğünü en ince ayrıntısına kadar kaydeder.